Hindistan tren gunlugu-4

Delhi’den Rishikesh’e gitmenin en kolay yolu trenle Haridwar’a gitmek, Haridwar’dan Rishikesh’e giden bir otobuse, taksiye ya da triportore atlamak.

Haridwar’a ulastiktan sonra Rishikesh’e gitmek kullandiginiz vasitaya gore 30 dakika ile 1 saat arasinda suruyor sadece. Delhi’den Haridwar ise yaklasik 5-5bck saat, trenle. Rishikesh’e gitmeye karar verdigimizde Delhi’deki NewDelhi tren istasyonuna gidip turistler icin tren bileti rezervasyon ofisinden turist kotasindan faydalanarak gidis donus bileti almistik Haridwar’a. Belki daglara yuruyuse gideriz umidiyle 10 gun vardi gidisimizle donusumuz arasinda. Turist kotasi olmasaydi, bekleme listesinde bize hic sira gelmeyecekti muhtemelen. Haridwar biletlerini “bu tren hizli ve cok iyi bir tren” diyerek satti bize gorevli. Soyledigi gibi gecikmesiz ve sorunsuz bir seyahatle vardik Haridwar’a. Triportore (oto-rickshaw) atlayip Rishikesh’e gittik. (Burada anlatiyoruz Rishikesh’e nasil ulastigimizi.)

Birkac gun Rishikesh’te kaldik ve dag yollari henuz acilmadigi icin Himalayalar’a gitme ihtimalimiz olmadigini ogrendik. Laxman Jhula’da Ganj’i gecen incecik kopruden motorlarin, ineklerin, dua eden, oylesine gezinen ve kocaman cuvallar tasiyan insanlarin bir o yakaya bir bu yakaya gecislerini hayretler icinde izledikten sonra, daglara gitme sansimizi Dharamsala’da denemeye karar verdik. Yeni bir rota planladik. Once Amritsar’a gidip Golden Temple’i ziyaret edelim, ardindan da Dharamsala’ya uzanip Dalai Lama’yi gorelim, tatli bir dag havasi alalim dedik. Bunun icin elimizdeki Haridwar-Delhi biletini iade etmemiz, Haridwar’dan Amritsar’a giden tren bileti almamiz gerekiyordu. Kaldigimiz yerdeki acentalar turist kotasi ayarlayamayinca ve bekleme listesi disinda trende yer olmayinca, bileti dogrudan tren istasyonundan almaya calismak zorunda kaldik. Trenin olasi hareketinden 2 saat kadar evvel Haridwar tren istasyonunda bilet gisesindeki kuyrukta yerimizi aldik. Her yeni gun yeni bir surpruz getiriyor…

Giseden aldigimiz biletin ustunde ne vagon numarasi var ne de koltuk. Saskinlik! Megafonla surekli birseyler soyleyen ama soylediginden hicbir sey anlasilmayan bir gorevliye gosterip bileti, ne yapacagimizi soruyoruz. Sagdaki ilk kapiya git diyor. Sagdaki ilk kapida “Ticket inspector office” yaziyor. Bilet denetleyici ofisi. Iceri giriyoruz, ogretmenler odasina giren ogrenci edasiyla. Ortada uzun bir masa (ogretmenler odasi gibi), herkes etrafina oturmus masanin, masada kagitlar var birseyler yazip ciziyorlar. Yine ogretmenler odasi gibi, icimden kapinin onune cikip odanin tabelasina tekrar bakmak geciyor. Re bileti gosteriyor masanin kisa kenarinda oturan adama, din kulturu ogretmenine benziyor adam. “Yarim saat sonra gelin” diyor. “Burda beklesek olur mu hocam?”, diyorum. Disarda pek icine karismak istemedigimiz kargasali bir dunya var. “Disarda bekleyin”, diyor. Ogrencilerin durumlarini konusacaklar belki de, duymamizi mi istemiyorlar?! Cikiyoruz disari. Tukurulmemis, tutunvari biseyle kirmiziya boyanmamis, sinek konmayan bir yer ariyoruz kendimize. Bu yer kesinlikle herhangi bir duvar dibi degil. Ortalarda biryer secip, cantalari indirip, Cin icadi muthis katlanan iskemlelerimizi acip oturuyoruz. Bu iskemleler olmasaydi yanmistik. Pantolonlari yakmak gerekecekti o zaman, yikamak cozum olamazdi. Gelen gecen hayretle bakiyor iskemlelere ya da bize mi acaba!? Yarim saat sonra gidip, bir 45 dakika daha bekleme sozu aliyor Re. Yuppi! 45 dakika sonra gittiginde de satin aldigimiz genel biletin ustune 90 para daha odeyip vagon ve koltuk numarali bir biletle geri donuyor. Cok mutluyuz!

Yerimiz son vagonda, bu vagonu sanki sonradan bilet alanlar icin son anda ekleyivermisler. Koltuk numaralarimiz Hintli bir aileyi ikiye boldugu icin koltuklari takas ediyoruz onlarla. Pencere kenari dusuyor boylece sansimiza. Iki kere mutluyuz. Boylece vaktinde hareket ediyor Haridwar-Amritsar treni, klimasiz ama vagondaki tum pencereler acik, tepemizde de sanayi tipi bir fan calisiyor. Icme suyunun satin almanizdan kisacak bir zaman sonra hamam suyuna donusmesi disinda bir sorun yok.

Yolculugun ilk saatinden sonra orta yasli gobekli bir Hintli oturuyor yanimiza sohbet etmek icin. 6 tane cocugu varmis, Haridwar’daki gurusunu ziyaret icin gelmismis simdi geri donuyormus annesiyle beraber. Amritsar’da yasiyormus. Cook faydali bir meyve varmis, icinde 24 aminoasit, 25 mineral bulunduran, onun pazarlamasini yapiyormus. Dogal ilacmis bu, her derde deva. O anlatirken kafamdan geciyor, “dogada var miydi o kadar cok amino asit yahu, insan vucudunun isleyebildigi?”. Anlatiyor da anlatiyor yolculuk arkadasimiz. Kani temizliyormus, kalp sagligi icin muhtesemmis, kolesterolu dengeliyormus, kansere bile ilacmis; doga kendi ilacini kendi yaratmis anlayacagimiz. Kanada ve Amerika ithal edip satmaya baslamis bile. Neyin nesi diye arastirdim biraz internette, tanidigimiz bildigimiz birsey mi diye resimlerine baktim. Hic tanidik gelmedi. Adi noni meyvesi. (Resimlere buradan ulasabilirsiniz.)

Kah yol arkadasimizin ziyaretiyle, kah sohbet ederek, kah yazi yazarak, kah sicaktan bayginlik gecirip uyuklayarak 7 saat sonunda (aksam 9-9bck gibi) kazasiz belasiz vardik Amritsar’a. Cantalarimizi tren istasyonundaki emanete birakip, minik tulumlarimiz ve matlarimizla Golden Temple’a gitmek uzere rickshaw’a bindik. Aksam karanligi olmasina ragmen hava bir hayli sicak. Tren arkadasimizin soyledigine gore bu sicaklik henuz yuksek sayilmazmis, mayis basinda 50 dereceye ulasirmis mevsim normalleri.

As&Re Altin Tapinak yolunda, sicak hava dalgasinda dalgalanirken bildirdi. (23 Nisan 2011)

Bu yazı günce, Hindistan içinde yayınlandı ve , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s