Babamin “spirituel de neymis, turkce’yi iyiceden unutacaksiniz!” dedigini duyar gibiyim. Ama ruhani yolculuk yeterince ruhani olmuyor ona spirituel demeyince. Spirituel demek zorundayim, mazur gorun. Aksi takdirde Anadolu’daki dervisleri aramam, Yunus’tan dizeler okumam, Mevlana’yi anlamaya calismam, “En’el Hak” diyene gelince de ilmegi saskinlikla gevsetmem gerekirdi. Halbuki ben neredeyim simdi? Hindistan’da! Kimilerine gore dunyanin en buyuk bulusunu yapmis, Hinduizmi ve Budizmi dunyaya kazandirmis, ruhani yolculugu, pardon spirituel diyecektim, kainatla butunlestiren yegane duraktayim. Daha da ileri gidip kendini dunyanin yoga ve meditasyon baskenti ilan etmis Rishikesh’e de dun aksam ulastim. Anlayacaginiz spirituel yolculugum hic bu kadar dogru adreslerden gecemezdi. Gecemezdi degil mi, kimilerine gore!
Ilahi dinlemeyi pek sevmem, turk sanat muzigi kivaminda olanlar dilime bir sekilde dolaninca da kurtulmayi basaramam bir turlu. Onu dinlemeye pek tahammulu olmayan bunyemin, sabahtan oglene kadar megafonla tum daglara yayinlanan, azicik musiki kulagi olan birinin tuylerini diken diken edecek, kendini tekrarlayan sesleri spirituel bulmamasi sasirtici degil aslinda. Cok uzatmayayim, belki de bu spirituel mevzular bana gore degildir. Milyonlar burayi doldurup bosaltirken bana bu konuda atip tutmak pek dusmez zaten.
Haridwar’a 5 saatlik olaysiz bir tren yolculugundan sonra karanlik cokunce vardik. Olaysiz oldugu kadar zamaninda hareket edip zamaninda varmis olmasiyla da sasirtti bizi tren. Rishikesh Haridwar’dan daha ilerde oldugu ve oraya dogrudan tren gitmedigi icin ilk dusuncemiz Haridwar’da geceleyip gun isiyinca Rishikesh’e gitmekti. Fakat trende tanistigimiz, uc aydir Hindistan’da seyahat etmekte olan Amerikali’nin tavsiyesine kulak verip hep beraber Rishikesh’in biraz yukarisinda kalan Laxman Jhula’ya gitmeye karar verdik. Ortaklasa tuttugumuz triportorun gurultusu ve Himalayalar’a yaklasmanin yarattigi hafif serinlikle kisi basi 100 paraya, saat 10 sularinda kazasiz belasiz ulastik Laxman Jhula’ya. Daha yoldayken, ustumuze giyecek uzun kollu birseyler cikardik bile cantamizdan. Agra’daki ve Delhi’deki dayanilmaz sicaktan sonra serinlik ne iyi geliyor.
Meditasyon ve yoga egitimi icin gidilip kalinan Ashramlarin bircogu yukari Rishikesh diye adlandirilan Laxman Jhula’da yer aliyor. Kati kurallariyla misafirlerini sinirlayan, okul tavrindaki ashramlar oldugu gibi otellesmis ashramlar da mevcut. Ticari ihtiyac neyi gerektiriyorsa degerlendirilmis anlayacaginiz.
Ganji gecen incecik koprusu ve dugun pastasi bicimindeki ashramlariyla evlere senlik bir yer burasi.
Vakit bir hayli gec oldugu icin otel kivaminda duran ashramlardan birine attik kendimizi en cabugundan. 300 paraya, cati katinda, genisce bir terasin kenarinda guzelce de bir oda verdiler bize, banyosu icinde. Kapinin onune sandalyemizi cikardigimizda, goz alabildigine kasabayi ve Ganj nehrini gorebildigimiz. Degmeyin keyfimize.
Biraz oturunca, serinlik mayistirdi tabi, yorgunluk da var. Actik tulumlarimizi yataga, 11bucuk gibi uykuya teslim ettik kendimiz.
Uykuya teslim etmeye calistik demeliyim aslinda. Cunku Re bir turlu uyumak bilmedi, don don don. En son kalktik, kasinmaktan yatamiyor bir turlu. Sinek diye dusunerek aldiris etmemis uzunca bir zaman ama benim aklima gelen ilk sey sinek degil bu durumlarda. Bendeyse kasinti yok. Yaktik lambayi, emin olmak icin baktik yatagin heryerine. Benim tarafta hicbir sey yok, Re’nin taraftan ikiserli ucerli gruplar halinde cikarma yapiyor tahta kurulari. Haydaaaaa! Gecenin korunde, kor isigin altinda kolaysa ayikla esyandan kan emici yaratiklari!
Ilk is cantalari soyle bir kontrol edip disariya cikardik, cantalara ulasmamis oldugunu umaraktan. Once ciktik sandalyeye oturduk. Yatagin ustundeki esyalarimizi tekrar tekrar gozden gecirdik. Tulumlarin ustunden 3er defa gectik, her yeni turda Re’nin tulumunda yeni bir tane bulduk. Cildirmamak isten degil! Nasil yorgunuz, sabahin 2bucugunda kor kor is yapmak cok zor. Tayland’dan bir hamak almistik Re’nin israri uzerine, iyi ki almisiz. Baktik olacak gibi degil, gerdik hamagi catidaki korkuluklara baglayip, giydik ustumuzu katkat, vurduk kilidi odanin kapisina, yattik uyuduk hamaga. En son saate baktigimda saat dort bucuktu. Tatli tatli esiyordu ruzgar, pek yildizliydi gokyuzu.
6 bucukta uyandik. Matlarini sermis, bacagini boynunun arkasina atarak, amuda kalkarak sabah yogasini yapanlari teraslarda izledikten sonra tulumlari tekrar 3er defa gozden gecirdik. Tekrar birkac tane bocek bulduk. Onlari gunese serip ortada duran diger esyalarimizi temizlemeye giristik. Nasil tiksinmis durumdayiz, herseyi atese verip yakabiliriz. Gorevli birine bildirdigimizde durumu “bizde bocek yoktu” gibi bir tavirla karsilastik. Kapi komsularimiza sorduk, kimsenin odasinda yok ama herkes Hindistan’da bunun normal oldugu dusuncesinde. “Sadece isiriyorlar” dedi bir tanesi, “Hastalik yaymadigina nasil emin oluyorsun” dedigimde kalakaldi. Umarim yaymiyorlardir!
Biz yataga cikarmis oldugumuz butun esyalarimizi bir sekilde didik didik edip gunese sererken, gorevli birisi odadaki dosegi, yastiklari ve en son da yatak bazasini cikardi terasin orta yerine. Araya araya Re’nin yattigi bazanin bir kosesinde buldu tahta kurularinin yuvasini. Bize baska bir oda onerdi ama dusunekaldik onda da var midir yok mudur diye. Hazir ilaclanmisken bu odaya mi yerlessek yine diye gecti aklimizdan once. Ama bu konudaki uzucu tecrubemiz tek seferde ilaclamanin cozum olmadigi yonunde oldugu icin alt kattaki baska bir odaya gectik.
Malum ilk gece dogru durust uyuyamadik yeni odada da, var miydi, yok muydu! Esyalari aksama kadar gunese serdik ama biryerlerde kaldi mi acaba? Yine de ucuz kurtulduk, sonraki gecelerde ne bocek gorduk ne de isirildik.
Dunyanin yoga baskenti Rishikesh’te ilk gecemizi boyle gecirdik iste dostlar, yildizlarin altinda, ruzgar hamagimizi tatli tatli sallarken.
As&Re,
Laxman Jhula, Rishikesh. 21 Nisan 2011
hamak iyidir, böcekler vesile olmuş :)
eeee sakla samanı gelir zamanı, iyiki de almışsınız hamağı. Neyin nezaman işe yarayacağı belli olmuyor değilmi? Ama şaşırdım aslıcım genellikle sen bahtsız bedevisindir ama işler değişmiş galiba. Neyse böceklerden kurtulduğunuza sevindim gezinin zevkini çıkarmaya bakın. İkinizide çoooooook öpüyorum.
Gecmis olsun, e iste tatli akdenizli kani bulunca dayanamamis hayvancagiz yiyivermis sizi :)