Hava kararmisti Amritsar’a vardigimizda. Gece altin tapinaktaki misafirhanede kalmayi dusunuyorduk. Orada toplu odalarda kalindigini bildigimiz icin yer sorun olmasin diyerek cantalari gar emanetine biraktik. Bisiklet-rickshaw kullanarak altin tapinaga ulastik.
Iste o an gercekten sasirdigimiz anlardan biridir. Kalabalik olmasini bekliyorduk ama o saatte kipir kipir bir ari kovani gormeyi beklemiyorduk. Insanlarin gonullu olarak calistigi, 24 saat yemek pisen ve servis edilen bir acik hava mutfaginin ve yemekhane binasinin onunden gecerek yatakhanelerin bolumune girdik. Binlerce insan etrafta sermis yataklarini yatiyor. Koridorlar, merdivenler, sokaklar her yer insan dolu. Dort katli binada kim bilir kac tane oda vardir agzina kadar dolu.
Bize yolu gosteriyorlar. Dar bir kapidan gecip yabanci misafirlerin agirlandigi odaya giriyoruz. Bir ön oda ve ona bagli 3 kucuk oda daha var. Yataklar birbirine yaslanmis boydan boya doldurmus odayi, kucuk odalar da ayni sekilde. Ortaya gerilmis iplerde serili camasirlar var. En son taze hava binanin insaati sirasinda iceriye dolmus, o gun bugundur ayni havayi soluyorlar belli ki iceride. Uzun bir gece olacak As icin.
Yatak da yok bosta, yere yatabilecegimizi soyluyor gorevli. Icerde sohbet ettigimiz Kore’li 4 kisi, ulkelerimizin dostlugunun hatrina 3 yataga sigistilar, bize bir yatak acabilmek icin. Tulumlarimizi bu tek yataga koyup tapinagi ziyarete ciktik.
Sihizm dinine atfen yapilmis bu mabedde yemek, icmek, barinmak, dus ve tuvalet yani insanin yasamini surdurebilmesi icin ihtiyac duydugu en temel ihtiyaclar bedava. Gonulluler tarafindan temizlik isleri yapiliyor. Bagis ile erzak aliniyor ya da binalarin giderleri karsilaniyor. Guzel bir sistem oturmus kendi kendine yasiyor gordugumuz kadariyla.
Tapinagin avlusuna yalinayak girmek zorundasin. Girmeden evvel de su kanalindan geciyorsun ayaklarinin yikanmasi icin. Kocaman bir havuzun ortasinda Altin Mabed’i goruyoruz girince. Tapinagin bahcesi de kalabalik. Yataklarini sermis yatanlar ve havuza girip temizlenerek dualar edenler doldurmus her yeri. Mabede giden koprunun uzeri silme insan dolu, kuyruk olmus bekliyorlar. Hava ancak serinliyor saat onu gecmesine ragmen. Serinlemekten kastim 20-25 derecelere inmesi sicakligin. Mermerler halen cok sicak, yururken ayagimizin altinda hissediyoruz. Gunduz burada yurumek mumkun olmasa gerek, onun icin halilar yaymis olmalilar yol yol, bu saatte topladiklarini gordugumuz.
Tapinagi cepecevre gezdikten sonra bir de yemekhaneye ugradik karnimizi doyurmak icin. Ekmek ve kara simsek (yesil mercimek yemegi) veriyorlar gecenin 12’sinde. Sicacik ekmegi yiyip odaya donduk. Aslinda odada kalmak zorunda degiliz. Biz de bahcede yatabilirdik ama o kadar inanan ve tapinan insan arasinda ampul gibi parlamayalim diye odaya donduk. O kadar yorulmusuz ki havasiz odada bile uykuya dalmakta zorluk cekmedik.
Ertesi gunu iyi degerlendirmeliydik. Hem Amritsar’in gormeye deger yerlerini kacirmamak istiyorduk, hem de Pakistan sinirina gidip sinir kapisindaki toreni izlemek istiyorduk. Bunlari hizli sekilde yapabilmek icin gunduz rickshaw ve ogleden sonra da jip tutmanin mantikli olduguna karar verdik. Paralari bolusmek uzere gruba avusturalyali heyecanli bir abla ile sakaci bir fransiz kattik.
Sehir turunda altin tapinagin Hint versiyonu olan Durgiana Mandir tapinagina ve labirent tadinda bir magara tapinagi olan Mata tapinaklarina gittik. Mata tapinagina magara tapinagi denince aslinda bir magara bekliyorduk. Bizi getiren rickshawcunun bizi kandirdigini dusunup etraftaki insanlara sorarak emin olmak istedik. Meger magara tapinak derken, lunaparklardaki eglence ya da korku tunelleri gibi kurgulanip duzenlenmis bir tapinak kast ediliyormus. Cok sasirtici bir tapinakti. 2-3 katli bir yapida koridorlar icinde ilerleyerek heykellerin ve resimlerin onunden gecerek bir eglence koridoru ambiyansinda tur atiyorsun. Eglence koridoru derken, comelerek altindan gecilen kaya desenli magaralar, icinden gecilen dar su magaralari, sakaci aynali bir koridor, inip cikilan dar merdivenler oldugunu eklemek isterim.
Kulturel gezimizi bitirdikten sonra da trende sohbet ettigimiz birinin bize tavsiye ettigi carsidaki yerel bir lokantaya gittik. Aslinda Hindistan’da disarida yemek yemiyoruz. Kendimiz pisiriyoruz, temizliginden kaygilandigimiz icin. Ama o kadar övdü ki orayi bir bakalim dedik.
Bizim yemeklerimize cok benzedigini soylemis miydik hint yemeklerinin?
2 bucuk gibi Altin Tapinak’a donduk yemek arasinda dagilan grubumuzu toplamak icin. Bu sirada da bir baska Turk leylek ile karsilasma sansi bulduk. Ozen de bir kac ay evvel Cihangir’deki evinden cikip dusmus yollara. Hemen koyu bir sohbete oturduk. Saat 3’e gelirken de hep birlikte jipe gittik.
3’te hareket eden jipe, 4 cocuklu iki hint aile daha bindi bizimle birlikte. Sinira dogru yolculuga basladik. Bir jipe kac fil sigar sorusunun degisik bir versiyonunu canlandirmis olduk boylece. “Bir jipe kac hintli ve yabancı bir arada binebilir?”
Sinir tam bir karambol. Bu seremoniyi izlemek icin her iki ulke tarafinda da tribun yapilmis. Sinira varana kadar bir kac kontrol noktasindan geciyorsun aractan inip yurunen kisimda. Canta ve sivi hersey yasak. Cantamizi ufak bir para karsiligi bir otelin resepsiyonuna birakip sinira dogru hizli adimlarla yurumeye basladik. Upuzuuun bir kuyruk var ilk kontrolden evvel. Hic sirayi kaile almadan yurumeye devam ettık yanlarindan. Polisler ya da askerler, kimse birsey sormuyor, biz geciyoruz. Bir noktada biri durdurmaya calisti bizi ama tamamen gelisine, manasiz bir cevap verdim ve devam etmemize izin verdi. “we are group!” (biz grubuz), artik bundan ne anladiysa iyi tamam gecin dedi. Yuzlerce insanin yanindan akarak en one gectik :). Son kontrolu de gectikten sonra VIP’ yazan yerin onune geldik. Kapida bekleyen askerler buraya gelin dedi, biz de gittik. Tribunun ardindan dolastirip en öne VIP’ye kadar getirdiler. Cok komik, bir gun once gelen bir grubun hicbir sey izleyemedigini dinlemistik yatakhanede, biz ise ne yaptigimizi bile bilmeden en öne gidip yerlestik. Gerci sonra anladik ki diger butun turistleri de oraya topluyorlar. Pazar oldugu icin binlerce kisi bekliyorlarmis sinirda, biraz olsun turistleri bir araya toplamak istemisler. Bizi topladiklari tribunun en guzel kösesine dikilip abartili hareketlerle kapilari kapayan ve bayrak indiren bu özel askerleri izledik.
Pakistan tarafinda sagli sollu iki tribun var. Haremlik selamlik seklınde. Amigosu var her iki tarafin da, grubu costurmak icin. Karsi tarafta belli ki amigo bir bayan tarafa bir erkek tarafa karsilikli tezahurat yaptiriyor ki ses bir ince bir kalin geliyor. Baris Manco sarkisi gibi; “haydi erkekler, aaayii, yalnız kizlar, aaayii …”
Her gun yasanan, ulkeler seviyesindeki bu komik gosteriyi izledikten sonra geri donmek uzere kalabaliga karistik. Kalabalikta zar zor buldugumuz aracimiza binip donduk tapınaga. Hava kararmisti geldigimizde. Bu kadar beles yemek ve yerel yemek yeter diyip yine kendi yemegimizi yiyerek erkenden bayildik yatagimiza. 40 derece uzerinde seyreden sicakta gun boyu birsey yaptiktan sonra aksam hosaf gibi oluyor insan. Bir tek sabahin dordunde As’in sarsmasina uyandim. Biraz gece fotografi icin tapinaga gidip geldik ve yine olu gibi yattik. Serin daglara dogru cikacagimiz yolculugun hayaliyle sabahi ettik.
As & Re Altin mabedin bahcesinden bildirdi. (25 Nisan 2011)