Yat teslimi ve 2017’ye veda

Yurt disinda yasamanin zorluklarindan birisi de tatil yoksunlugu diye dusunuyorum. Senelik izinlerimizi Turkiye’ye donup aile, akraba ziyaretlerine kullanmak adettendir. Seneler oldu soyle camis gibi kumsalda iki hafta yatip uzanmadigim. Hani oyle bir adetimiz yok da, soylemeye calistigim tatil icin tatil yapabilirligimiz cok kisitli. O yuzdendir ki havanin berbat olacagini bile bile her sene noel tatilini iple cekerim. Cunku ancak bu iki haftalik zorunlu tatilde birseyler yapabiliyoruz…

Son 6 yildir da noel tatilini yelkende gecirmek bir gelenege donustu. Her ne kadar As arada daha degisik birseyler yapmak istese de benim aklima baska birsey gelmiyor. Iki hafta butun kalabalik ve tatavadan kacmak, issiz koylarda Robinson’u aramak buyuk rahatlama. Bu sene biraz yolu uzatip Bay of Islands’a gitmeyi dusunuyorduk ki bir tesadufler zinciri bizi bir baska maceraya surukledi.

Hikaye As’in katildigi isyeri yemeginde basliyor. A kisisi As ile sohbet ederken B kisisinin uzak bir yerden tekne aldiklarini ama Auckland’a getiremediklerini soyluyor. As’in yelken mazisini bildigi icin de B’ye bizim adimizi verip veremeyecegini, bizim onlar icin tekneyi getirmekle ilgilenip ilgilenmeyecegimizi soruyor. Bu sekilde baslayan diyaloglar zinciri 2 gun sonunda B ve C kisisinin evinde bir mangal bulusmasina katilmamizla devam ediyor. Sartlari, havayi, tekneyi ve yolculugu degerlediriyoruz derken bir anda kendimizi C kisisinin kullandigi arabada Napier’e gider halde buluyoruz. Bagaj bir suru esya, yemek, kiralanmis bir can sali ve bizim acik deniz kiyafetlerimizle dolu.

Tekneyi gorunce biraz yuzumuz dusuyor ama caktirmiyoruz. 75 model kauri govdeli Alan Wright Nova marka yat 28ft uzunlugunda. Yanlis olmasin sorun teknenin yasi ve boyu degil, tabi ki o ayrintilari derinlemesine konusup anlastik, hatta o yuzdendir buyuk cogunlugu guney pasifik okyanusunda gececek bu seyahat icin can sali kiralamamiz. Bizi uzen teknenin biraz pis ve kokulu olmasi. Teknede iki hafta kalmayi planliyoruz ve 400 deniz mili mesafeyi agir agir geliriz diye dusunuyoruz.

Cok uzun bir giris bolumunden sonra seyahat kismini hizla toparlamaya calisacagim. Ilk hedef Gisborne. Napier’den durgun bir havada ayriliyoruz.

Seksen alti deniz mili olarak hesapladigimiz ilk asamayi ruzgarin yetersizligi ve daha sonra da kafa ruzgarina donusmesi sebebiyle 32 saatte 130kusur deniz mili katederek tamamliyoruz. Yildizlara bakarak gece seyahati yapmak da varmis bu yelkende. Hem de gece seyri pek renkli ve keyifliymis yildizlarin altinda.

Ilginc bir tecrube de yasadik bu arada. Hawke’s bay’i ortasindan bodoslama gecmeye kalkistik ve bir noktadan sonra hizimiz motorda olmamiza ragmen 1 knot’a kadar dustu. Baya darlandik ama bir turlu de cozemedik durumu. Haritada su alti kaynaklari yazan bir bolgeden geciyorduk. Acaba dilemma bir akinti tipiyle mi savasiyorduk bos yere, yoksa takibeden gunlerde kesfedecegimiz motor problemi yuzunden mi o asamada yeterli motor gucu uretemiyorduk bilmiyoruz ama 4-5 saat surdu bu bolgeden cikmamiz. Butun gece Hawke’s Bay’i okyanustan ayiran yarim adanin ucundaki fenere ve gecisi isaretleyen cakara gore dumen tuttuk nobetlese. Sabahin ilk saatlerinde de oyuncu bir yunus surusu tarafindan karsilandik yarimadanin diger tarafina gecip guney okyanusuna baglanir baglanmaz.

Gisborne limanina yaklasirken hava guclenmeye, dalgalar baya belirginlesmeye baslamisti artik. Limana girisimizde biraz aksilik oldu. Hep gelgitten bahsetmisizdir yazilarimizda, ne kadar guclu oldugu hakkinda ve 6 saatte 3 metre deniz seviyesinin azaldigina dair birseyler soylenmistir mutlaka. Liman girisi bir hayli dar ve siddetli bir gelgit akintisi altinda biraz cetrefilli bir is girise yaklasmak. Iste bu noktada Arcturus’un yorgun motoru bizi degil iceri sokmak tekneye yon vermemize bile izin vermiyordu. Oradan gecen bir ufak tekneden yardim istedik. 20 dakika beklemizi soylediler. Onlar islerini bitirip yardima gelene kadar biz liman agzinda ileri geri yelken yaptik. Sonra gelip bizi cektiler. Bu arada denize dusurdukleri bir halat bizim pervaneye dolandi, Arcturus’un yaptigi ufak yardim da bu sekilde kesildi. Neyse daracik liman girisi ve nehir agzindan bizi bir saat cekerek marina’ya getirdiler sagolsunlar.

Sonraki gunler cok bos ve anlamsizdi isin asli. Once gidecegimiz yonden esen yersiz ruzgar ayrilisi 2 gun ertelememize sebep oldu. Sonra da dogu yakasinda gelisen bir firtina butun alarm canlarini caldirdi. Iyi ki denizde degiliz dedik ve denizde olanlara da sans diledik. Firtina uyarisi cok guclu bir uyaridir. Gunluk dilimizde firtina dendiginde cok titremeyiz ama denizcilik ve hava tahmininde firtina, bora uyarisindan sonra, tufan uyarisindan once gelir. 60 knot ruzgar hizi ve 4-6 metre dalga beklenir. Ozetle 6 gun falan Gisborne’da esir kaldik. Hava yagisli ve ruzgarli oldugu icin de vaktimizin cogunu acik deniz balikcilik klubunun lokalinde gecirdik. Bir de bu bolgeye has bir muzik festivaline gittik.

Havayi hergun takip ettik bu bekleyiste ve ayrilmak icin planlar yaptik. Firtina gucunu siddetli ruzgara indirmisti, 30knot civarinda. Ikinci asama uzun asama olacakti. Gisborne’dan Great Mercury adalarina 140 deniz mili uzaklik diye hesaplamistik. Ama guneyli ruzgarlara ihtiyacimiz vardi ve 2 gun icinde tekrar kuzey ruzgari gelecekti. Cok ince eleyip sik dokuyup, enine boyuna dusunup siddetli ruzgarda ayrilmaya karar verdik. Bu konuyu harbourmaster ve 1-2 baska denizciyle de konustuk. Hepsinin ilk sorusu gitmek zorunda misiniz oldu. Kosullar ideal degildi ama genelde herkes olumlu yorumlarla bitiriyordu konusmayi. Hava giderek yumusayacakti, firtina gecmisti. Yalniz gunun yeni yildizi firtinadan arta kalan dalgalardi artik…

Limandan ayrilmadan evvel ana yelkene full riff koyduk. Uc numara jib’in mandallari paslanmis ve sikismis oldugu icin biraz guclu olacagini bile bile iki numara jibi hazirladik. Neyse ki orsa seyri olacakti. Ama Poverty bay’den cikarken 2 saat kafa ruzgarina giderken headsail’i cekmeyelim dedik. Sonra yavas yavas ruzgardan actikca kendimizi headsaili’i de cektik. Iste ben bu ilk bir saatteki aksiyonlardan olsa gerek once zayif hissetmeye basladim ve kacinilmaz son olan deniz tutmasinin sonucu ruzgar alti kic kosede denize bas asagi bir miktar zaman gecirmek zorunda kaldim. Bu durum ilk 2 saat iyiye gitmedi. Artik cikaracak birseyde yoktu, pfff. As’dan izin alip gecip iceri yattim. Bir 3-4 saat de iceride kendimden gectim. Ozetle ilk 6-7 saat benden hic bir hayir gelmedi, her 40 dakikada bir kafami cikarip As’a rota ve ilerleme raporu vermek disinda. Arcturus’un yeke dumeni var, yani fiziksel duzeltici bir aksiyon gerekiyor her dalga sorfunden ve ruzgar sagnagindan sonra. 7 saat dumen tutan As artik bana bagiriyordu. “Re toparlan ve kendine gel artik, kolum omzumdan dusmek uzere. Daha fazla direyemiyorum dumeni!” Ben cok sansli biriyim boyle inatci bir obur yarim oldugu icin. Artik kendimi daha iyi hissediyordum. Bir sneakers tikistirip mideme, gectim dumene. Bu noktadan sonra iki saatlik devriyeler seklinde gecenin karanligina dogru yelken yapmaya devam ettik. Gece 2-3’ten sonra ruzgar 20-22 knot civarina, dalgalar da 3-4 metre yuksekligine inmisti. Sabah gunesin ilk isiklari ve East cape’e yaklasmis olmanin verdigi rahatlamayi anlatamam. Sabah 6 civari east cape’i doner donmez ruzgar neredeyse yok oldu ve sanki butun gece 5 metre kirilan dalgalarin arasindan gecmemisiz gibi deniz carsaf gibi duzeldi, saka gibi. Hic ama hic boyle bir sey beklemiyorduk. Gerci dalgayi anliyorum, guney ruzgarinin yarattigi dalga ile aramizda artik east cape burnu vardi ama ruzgara ne oldu yahu?!

Bu arada east cape’in dunya saatine gore gunesi (ve yeni yili) ilk goren yer olarak kabul edildigini belirteyim. Her sene, (ozellikle millennium senesinde) insanlar buruna kamp kurup yeni yili ve sonra da gunesin dogusunu bekliyor. Gisborne’da gecirdigimiz gunlerden pek bahsetmedik bu yazida ama gittigimiz bir muzede gordugumuz bir seyi anlatmadan edemeyecegim. Muzede bir oyuncak ayi camekanin arkasinda sergileniyordu, yanina ilistirilmis cerceveli onur sertifikasiyla. Millenniumun ilk gununde bu ayi east cape’de gunesi ilk goren ayiymis, ahahahaha!

Seyahatin gerisinde cok bir heyecan olmadi aslinda. Ruzgar o kadar gitti ki 20 saat falan motor yaptik. Gurultu ve sicaklik cok baydi bu surede. Gisborne’dan ayrilali 40 saat falan olmustu. Hava artik kuzeye donmus ve Great Mercury adasi zahmetli bir yolculuga donusmustu. Durumu degerlendirip Tauranga’ya dumen kirmaya karar verdik. Iyi ki oyle yapmisiz.

Son anda limana yetistik ve kendimize bir marina iskelesi ayarladik. 50 saat ve 240 deniz mili sonrasi yilbasi aksami sicak bir dus ve soguk bir bira tam aradigimiz seydi. Biraz sohbet, bira, yemek ve 9bucukta atilan ilk havai fiseklerin seyrinin ardindan saat 10 gibi kendimizi yorgunlugun etkisiyle yatagimiza verdik. Yani ne 2017’nin gidisini ne de 2018’in geldigini gorebildik. Hatta saat 12’de burnumuzun dibindeki kopruden atilan havai fisekleri ve kutlama seslerini hayal meyal duyup, sirtimi donup uyumaya devam ettim.

Gelecek gunlerde hava bir baska firtinaya gebeydi. Bu sartlarda beklemenin bir espirisi kalmadi artik. Iki gun Mount Maunganui’de ense ve keyif yaptiktan sonra tekneyi Tauranga marinanin guvenli sularinda birakip seyahati daha sonra tamamlamak uzere Auckland’a eve donduk. Neyse ki teslimatin uzun ve zorlu kismi bitmisti. Burdan sonrasini kolayca bir haftasonu yapariz diye dusunduk.

Iste boyle dostlar, 2017’yi boyle beklenmedik gelisen bir hikayeyle bitirdik. Ilginc ve farkli bir tecrubeydi. Guzel bir tatil oldugunu soyleyemeyecegim ama bize tecrube kazandiran bir macera oldu. Herkese mutlu yillar dileyerek bu uzun yaziyi burada noktaliyorum. Sevgiler.

As & Re 2017’yi geride birakirken bildirdi

Bu yazı günce, yelkende içinde yayınlandı ve , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

6 Responses to Yat teslimi ve 2017’ye veda

  1. Safak Gunes dedi ki:

    Çok güzel bir hikaye olmuş. Sonraki yazılarda denizcilik terimlerinin ingilizce karşılıklarını da parantez içinde belirtebilir misiniz?

  2. Mehmet bayrak dedi ki:

    Biraz fazla risk almissiniz gibi geldi bana.tabiiki cok degisik bir macera yasamissiniz.butun guzellikler sizinle olsun.

  3. Hincal dedi ki:

    Demek ki bu seneki fırtınaları siz getirdiniz.. Zorlu bir yolculuk olmuş ama Re’nin yediklerinin aynı yoldan çıkması dışında pek bir sıkıntı olmamış gibi, bu durumu da biraz kullanmışsın sanki ama As yememiş ;o)). Çok yanmışsınız. Sanırım geldikten sonra yolda karşılaştık ama, hoş geldiniz ;o))

  4. gökay karacabey dedi ki:

    harika deneyim olmuş , yazıda çeşitli yerlerde hissedilen soğukkanlı ve bilinçli yaklaşımlar resmen gerçek birer denizci olduğunuzu ispatlıyor… tamamdır siz olmuşsunuz :) ebru&gökay=mina sevgilerle…

Yorum bırakın