Mercimegi pek merak ediyormussunuz. “Ne menem birseydir ki bu, orasi yatak, burasi mutfak; alti ustu iki kapi dort tekerlek.” diyormussunuz.
“Mercimegi merak edenler efendim, buyursunlar mutfaklarindaki bakliyat dolabina bir baksinlar once” diyecegim ama, zaten o yuzden merak ediyordunuz degil mi, o kucuk yesil seyin neresinde ne var ki bu kucuk yesil seyin neresinde ne olsun. Acikliyoruz efendiler, resimlerle acikliyoruz.
Buyrun nam-I diger Mercimek!
Bir defa yesil! Bakinca siradan bir araba sanabilirsiniz, ama aldanmayin. Siz aldanabilirsiniz, o da alinabilir. Cunku o bizim kucuk mu kucuk evimiz, yesil mercimegimiz.
Iste bu selamlik kismi. Selamliktan gecmeden hicbir yere ulasilamiyor, ayakkabilar selamliktan oteye gecemiyor. Kulturumuzde var bir defa, o ayakkabilar bir yerde cikacak!
Perdelere dikkat lutfen! Perdeye kezbanlik diyenler, uyurken isigi engelleme ihtiyacini ya da gelen gecenin merakli bakislarindan kurtulmayi, bir de kolayca yikanabildigi gercegini fark edememistir kanimizca. Ustelik bunlar bedavadan pahali olsa da aracin orjinallerinden ucuz. Kezban gibi faydaci olmayi sectik biz de.
Burasi pek merak edilen yatak kismi. Iste yatak buraya sigiyor! Yildizlara nazirdir, kucumsemeyelim. Kucuk bir ic mekan masamiz (solda goruluyor, zor seciliyor olabilir, hani sise var yaninda), sicak su torbamiz bile var dikkat ederseniz.
Yatagin alti ayni zamanda mutfak dolabi , gardrop ve yukluk gorevini ustleniyor. Bagaj kapisindan ve yan kapidan alttaki depolama unitelerine ulasmak mumkun.
Iste bu da Mercimek’in genisletilmis hali.
Tentenin altinda iki sandalye 1 masa, ocagin ustunde durdugu bir baska masa ve kap kacak kutusu var.
Ruzgar dokunmaz, yagmur islemez.
Sevgili mercimegimizin anatomisi kisaca boyle iste dostlar.
Sevgiler, saygilar…
leylek leylek havada! 
cocuklar haberlerinizi aliyorum keyifler yerinde masallah arabaniz hayirli olsun cok sirin
opuyorum sizi
Tek kelime ile harika :) Karavan gibi tasarlanmamış bu aracı evirip çevirmeniz çok hoşuma gitti.. Yıldızların altında yatmak ise paha biçilemez :=)
Not : Geçen bir dergide dünyanın en büyük şelaleleri ile ilgili bir yazı vardı. Bir taneside NZ’de imiş. Fotolar baya iiydi. Sanrım siz zaten biliyorsunuzdur :P Ismini not etmeyi unuttum ama bulabilirsem paylaşacağım. Fotolayan tabiki yabancı bi amcaydı, bir de bizden birilerinin gözünden görelim neymiş ne değilmiş :P
Okudugum ve duydugum kadariyla dunyanin en yuksek selaleleri arasinda anilan bir tanesi NZ’de Milford Sound denen bolgede. Zaten bu bolge baska bir cok bakimdan da mukemmel ve az bulunur guzelliklere sahip olarak niteleniyor. Biz henuz gitmedik ama elbet gidecegiz. Yuzuklerin Efendisi filminden daga islenmis nehir gardiyanlari sahnesiyle taniyoruz aslinda orayi.
Sozun kisasi, selalenin adi Sutherland Falls imis. Yuksekligi 580m ve bir buzul golunden besleniyormus, hayal edelim hadi o su ne kadar soguktur acaba :). Elbet bizim gozumuzden de goreceksiniz :). Tesekkur ederiz Serdar, dikkatimizi uyandirdigin icin.
Bu anlatilanlar ile gorunenlerin hepsini bir arada tasiyan mercimek’e sadece seyyar bir ev demek hakaret olur.Belli ki sizi koruyup kallayacak bir gorevi ustlenmis.Kazasiz belasiz bu mutlu gezmeleriniz daim olsun.
Sevgili Tece,
Vallahi Size cok ozeniyorum, bizim mikircan biraz buyusun, esimi de ikna edip boyle bir yasama kavusmak istiyorum. Esinle tencere kapak olmussunuz, kocaman bir masallah diyorum size :) Mercimekle birlikte keyifli gezmeler diliyorum, simdi bu gunlugu biraz inceleyelim bakalim :)
Selam ve sevgiler
Ooohaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa!!! Bayıldım…