McLeod Ganj’daki son gunumuzde “biraz internete bakalim, ogle sicagi azalinca yine daglara vururuz kendimizi” diye dusunmustuk ama oyle olmadi. Postane, alisveris, internet derken saatler gecti. Biz internet sevdasina bir kafede otururken bir ucuncu Turk leylegi ile karsilastik. 3 gunde gordugumuz ikinci leylek, cok sevindik. 3 aydir hic Turkce konusmamis olan Oznur ise sevinci ve saskinligi arasinda gidip geldi ilk anda.
Oznur yola cikali 3 ay olmak uzereymis. Guneyden basladigi seyahatinin ucu kuzeye kadar uzanmis. Bir kac haftaya donecekmis yurda. Aksam’a kadar bir suru konudan sohbet ettik. Aksam da topluca yemege gittik. Masada bir raki eksikti bir de Ozen. Aslinda Ozen’in de McLeod’a ulastigi haberini almistik kafedeki garsondan. Etrafa bakindik ama bir turlu goremedik. Yine kafedeki garsonun uyarisi uzerine en son Ozen’le birlikte gordugunu soyledigi bir kisiye de danistik. belki yerini bilir umidiyle ama o da bilmiyordu. Daha da keyifli olabilirdi onu da yakalayabilseydik. Dort Turk leylek bir masada, hic mi Turk gezmiyor buralarda diye soylenmemden sadece bir hafta sonra. Gerci bizi biraraya getiren garson iki yildir McLeod Ganj’da bu dukkanda calisiyormus ve soyledigine gore bu zaman zarfinda sadece 6 tane Turk ile karsilasmis, dordu ayni gunde, bizim orda oldugumuz gunde, yani bizimle. :)
Ayrilik vaktinin sabahinda erkenden kalkip toparlandik. Papaya ile yaptigimiz kahvaltinin ardindan koyulduk yola. Hedef Delhi. Evvelki gece Oznur’un Hollandali arkadasindan ogrendigimiz oyuncak tren ile 5-6 saatte Patankot’a, oradan da onceden biletlerini aldigimiz yatakli trenle Delhi’ye 10 saatte ulasmak niyetindeyiz.
Hepsinden once bizi 2 saatlik bol aktarmali bir otobus yolculugu bekliyor. Dile kolay, 24 saat surecek yol buradan.
As & Re Mcleod Ganj’dan ayrilmadan evvel bildirdi. (28 nisan 2011)