Hersey tereyagindan kil ceker gibi kolay ve rahat gecti son gunumuzde. Neyse ki!
Once merkezdeki yerlere baktik kalmak icin ama birinin biraz tuzlu digerinin de pis cikmasi sonucunda yine genclik hostelinin yolunu tuttuk. Orda da yer olmadigi icin pahali bir odayi tutmak zorunda kaldik tekrar baska yerlere gitmekle ugrasmamak icin.
Gunun geri kalani bir hayli yogun gecti. Ugrayip kelebegi aldik tirtili biraktigimiz yerden. Sonra buyuk ve serin bir alisveris merkezine gittik ogle sicagini gecirmek icin. Tam ayrilirken burnumuza bir doner kokusu geldi dis kapinin orda. Bir Istanbul tavuk donercisi bulduk etrafimiza biraz bakininca. Cok tok olmasaydik belki deneyebilirdik ama kisaca selam verip devam ettik yola.
Eski Delhi (Old Delhi) merkeze gittik daha sonra. Kizil kaleyi (Red Fort) ve Humayun’un Mezari’ni ziyaret ettik. Tipki Agra Kalesi gibi bu kale de kirmizi kum tasindan insa edilmis. Kizil kaleye girisimiz komik oldu biraz. Giris bileti cok pahali olunca nasil olsa Fatehpur Sikri’yi gorduk buna bakmasak da olur demistik. Kisaca on kapiya bir bakalim diyerek o tarafa yuruduk. Bilet soran ilk gorevliye “kapiya bakip cikacagiz”, dedik. Iceri girmek bedava aslinda, cunku once pasaja giriyorsun. Sonra ilerde karsilasiliyor bilet kontrolunun yapildigi yerle. Biz de biletsiz gezilen yerleri gezmeye basladik. Bagimsizlik muzesine baktik. Sonra o yolu devam ettik. Yol donup yandan kalenin icine girdi hicbir kontrol olmadan. Biz de madem girdik diyerek dolasiverdik kaleyi. Bizim kabahatimiz degil ki, yerlisine olan bilet parasinin yirmibes katini istiyorlar yabancilardan!
Kaleden ciktiktan sonra kisa bir pazarlikla anlastigimiz bir rickshaw bizi Humayun’un Mezari’na goturdu. Devasa yapinin etrafinda dolasip, bahcede cuppeleriyle top oynayan tipleri seyrettikten sonra oylesine bir yone dogru yurumeye basladik. Buyuk bir parkin duvarlarinin yanindan yuruyorduk. Bir noktada duvarda aciklik vardi ve “bilinmeyen mezar” (Unknown Tomb) diye bir tabela dikiliydi. 2 kopegiyle yerli olmayan bir bayanin oradan iceri girdigini gorunce biz de takildik pesine, “ne var acaba” diye merak ederek. Yanindan gecerken merakimizi fark eden bayan bize yardimci olmak istedi herhalde ki ne aradigimizi sormakla tatli bir sohbet baslatti aramizda.
Meger park halen insaat halindeymis. Humayun’le ayni doneme ait eserleri cikariyorlarmis ve bir park alanina donusturuyorlarmis o bolgeyi. Karsilastigimiz bayan da bu tip olaylari konu alan bir gazeteciymis ve sureci takip ediyormus. Bize butun parki gezdirdi. O yanimizdayken ne bir gorevli ne bir bekci kimse girdigimiz ciktigimiz yerlere karismadi. Hayata dondurulmus, yikilmaktan kurtarilmis bazi cesme, kapi ve bakimevi gibi ufak binalari dolastik beraber.
Yuce leylekler askina, nasil da sansli gunumuzdeydik! Henuz icindeki calisma bitmemis bir kazi ve restorasyon alanini canli canli gorme sansini yakaladik. Dolasirken park alanindaki simetrik havuz insaatini gosterip “Mogol Turkleri’nin bahce duzenlemelerinde goruntuyu yansitan, upuzun simetrik havuzlar cok onem tasiyor” dedi bize. “Sizin mimarinizde de oyle mi?”, bilmedigimi soyledim. Pek oyle buyuk havuzlu mimari ornek gelmedi aklima acikcasi.
Calismalarin devam ettigi bir bakimevi binasinin icine girdigimizde gordugumuz manzara inanilmazdi. Akan tavani, bastanbasa tekrar islemisler nakis gibi, saglam kalan yerlerine mudahele etmeksizin. “Kur’an ‘dan olan yazilari tekrar yapmak zor, ama digerlerinin nasil yapildigini ogrenip, taklit ederek yapabiliyorlar” diye acikladi gazeteci arkadasimiz. Kubbeli tavanin, oyma sanatiyla tamamen tezhip oldugunu hayal edin, yer yer de Kur’an ‘dan yazilar var aralarda. Tepe kubbesi ve koselerin de kubbe gibi olusu Turkiye’deki camilerin kubbeli yapisini animsatiyor. Bu binalarin kurtarilmasi surecinde Turkiye’den ve diger Turk cumhuriyetlerinden zanaatkarlarin geldigini, burada calisan Hintli iscilere zanaat ogrettiklerini ve binalarin ic suslemelerinin eskisiyle bir ornek olacak sekilde tekrar yapildigini anlatti bize. Tarihte kaybolmus bu binalar, yeniden hayat bulan bu eski el iscilikleri ile tekrar doguyorlar anlayacaginiz.
Tesekkur edip ayrildiktan sonra hostele donup, Hindistan’dan ayrilik yolculugumuza hazirlandik. Ertesi gun ucagimiz gece ama sabahtan cikis yapip lobide geceye kadar beklemek niyetindeyiz. Giderayak basimiza bir is gelmesin ve sicaktan olmeyelim diye butun gunu orada gecirmek kararindayiz.
As & Re Hindustan’dan bildirdi. (29 Nisan 2011)