Agra’dan dondukten sonra, bozulmus midemizi ve yipranmis sinirlerimizi dinlendirmek icin bir kac gun Delhi’de konaklamanin iyi gelecegi konusunda israrim neticesinde, As kaybedecek zamanimiz olmadigini soylese de dinlenmeye karar verdik.
Bu olu zamanda cok gezmedik Delhi’de. Onumuzdeki gunlere yetecek kadar erzak alisverisi yaptik, ocaga yakit aldik ve en onemlisi tirtil’i bir apple dukkanina goturduk. Hindistan’in hediyesi bu oldu sanirim, tirtil gitti ve kelebek olarak geri dondu bize, yeni kutusundan cikmis bir urunle garanti kapsaminda degiserek. Bu arada Delhi’de gozumuze ilisenleri baska bir hikayede paylasacagiz sizinle elbet.
Delhi cok farkli, kesinlikle Hindistan degil. Konsolosluklar ve rezidanslar bolgesindeki hostelimizde kendimizi Avrupa’da gibi hissettik. Gerci bize nerede oldugumuzu hatirlatmak icin ellerinden geleni yaptilar, yemekhanenin ortasinda agac dograyarak, taksimetre acmayan rickshawlarla savasmak zorunda birakarak, kaba davranisli dukkanlarda kimin musteri oldugunu sasirtan kibarliktan ve iyi niyetten haberi olmayan hareketlerle. Neyse biz gorecegimizi gorduk, anlayacagimizi anladik.
Bir ara tren garina ugrayip gelecek turlar icin tren biletlerimizi de ayarladik turist kotasindan. Iyice dinlendikten sonra geri donduk Hindistan sokaklarina.
As & Re dinlenirken bildirdi. (19 Nisan 2011)
Dinlenin, enerjinizi toplayin bakalim leylekler :)