Askin sembolu, Tac Mahal

Varanasi’den Agra’ya yaptigimiz cok gurultulu, bol pirt kokulu, enine calkantili ve karin agrili tren yolculugundan sonra cok fazla heyecan kalmamisti icimde. Bir haftadir gordugumuz rezaletin boyutu biraz tiksindirmisti bizi. Kendimiz gezerek yapacagimiz ‘ekonomi’ye oranla yasayacagimiz rezilligi karsilastirdigimizda attigimiz tas urkuttugumuz kusa degmeyecek diye dusunduk ve tren istasyonundan kalkip tam gun surecek rehberli bir tura yazildik.

Sirasiyla Fatehpur Sikri, Agra fort ve son olarak Taj Mahal’i gezdirecek bu tura bizim gibi batili turistlerin katilacagini dusunuyordum. As’in “emin misin Re, sanirim bizden baska kimse katilmayacak” demesine ragmen 10’da gelecek Delhi treninden akin akin turist inecegini iddia ediyordum. Ama oyle olmadi ve bir otobus dolusu hintli ile yerel bir turda bulduk kendimizi. Rehber otobusteki gruba ingilizce hitap etmeye basladiginda once sasirdik, acaba bizim icin mi diye dusunduk. Sonra ingilizce konusmaya devam edip etmemesini sordugunda grupta hintli olmasina ragmen hint ingilizcesinden baska dil bilmeyenler oldugunu ogrendik. Hint ingilizcesini halen anlamakta gucluk cekiyoruz ama neyse, anladigimiz kadar artik.

Sansimiz yaver gidiyor biliyorsunuz. Eger gittigimiz ulke tatile cikmiyorsa baska bir surpriz hazirliyor bir sekilde. bu ne kalabalik!Hindistan cifte surpriz yapti; hem yariyil tatiline cikmislar hem de secimlere 2 hafta kalmis. Mitingler, gosteriler ve hareketsiz kalabalik arasinda koca otobusumuzle bir saat debelendikten sonra ayrilmayi basarabildik sehirden. Ilk istikamet Fatehpur Sikri ve 40 km kadar uzakta sehre. Klimasiz otobuste 40 derece sicakta camlar acik, kac inek veya motor biceriz diye dusunerek surdurduk yolculugu.

Fatehpur SikriKalenin onune kadar gelip indik. Kirmizi kum tasindan kocaman bir kale, Babur Imparatoru Akbar (biz kendisini Sah Ekber diye biliyor olabiliriz.) tarafindan 16. yuzyilda yaptirilmis. Rehberimiz bir suru kitap bilgisi yigiyor onumuze, zirt pirtta donup sozlu yapiyor gruba anlatilanlari anliyor muyuz ya da dinliyor muyuz diye. Turk oldugumuz icin mi yoksa yabanci oldugumuz icin mi anlamadik ama bize ozel bir ilgi gosteriyordu. Mogol Imparatoru’nun 3 esi oldugunu, birinin Hindu birinin Hristiyan birinin de Musluman bir Turk oldugunu ama binanin suslemelerinde tum dinlere ait ayrintilar oldugunu sadece bize anlatiyor sanki.

Bu arada benim karin agrisindan bas agrisina terfi eden sikintilarimla iyice tadim kacti. Daha gun yeni basliyor, hadi hayirlisi. Bir de yetmiyormus gibi duygusal bir sarsinti yasiyorum, hayatimda ilk defa bu derece uzun ve etkili. Zirt pirt gozlerim doluyor, As’in eline sariliveriyorum. Beynimin icinde “tepedeki cimenlik” calip durdukca sinirlerim bosaliyor. Bayaa bir saat bu sekilde surdu, As gozlerine inanamiyordu artik. Hindistan benim sinirlerime yaramadi anlasilan. As icinde cok kolay degil ama guclu hatun vesselam, kesseler boyun egmez.

Gunes en tepedeyken ogle yemegi molasi verdik. Sonra gerisin geri sehre donduk, adeta cehennemin yer yuzundeki haline. Yuce leylekler askina, bu nasil bir sicak, cigerlerimiz yanacak! Su sisesinde kayniyor resmen, golgede olmasina ragmen. Sadece havanin sicakligi yetiyor cay yapacak kivama getirmeye. 40’in ustune cikmis olmali.

Donunce, bir sonraki kaleye, Agra Fort’a gittik. Fatehpur Sikri’de su kitligi olunca yeni kale yapmislar buraya. Agra FortKalelerde cok etkileyici bir sey bulamadik isin asli. Kirmizi kumtasindan yapimis dort duvar desem yeridir. Saraylar var icinde ama heykel, resim ya da esya hicbirsey yok iclerinde. Bu nasil saray diye sordugumda ingilizlerin herseyi goturdugu bilgisini aliyoruz. Tasinabilir herseyi almislar, geriye duvarlari birakmislar.

Sagda, uzaklarda Taj Mahal gorunuyor

Agra Fort’tan gorunen Taj Mahal’in heybetli ve parlak goruntusune bayildik. Kosar adim ordaki kalabaliga yollandik.
Taj Mahal’in yakinlarinda egzoslu araclar yasakmis. Sadece elektrikli araclar ile gidiliyor. Yakindaki otoparkta elektrikli bir minibuse aktarilip devam ettik. Yillar once, beyaz mermerden olan bu yapi korkunc bir sekilde kararmis cevresel kirlilikten. Bir bayanin kendine baktigi gibi kremlerle, sabunlarla ve hazirlanan cilt bakim karisimlariyla yumusak yumusak ovalayarak temizlemisler, haniminin anisina.

Bir gittik ki kuyruk 3 sokak oteden basliyor. Rehberimiz biz iki turisti, goturup en one aradan soktu beklemeyelim diye, biz de girip Taj Mahal’in karsisina oturup izleyerekten bekledik butun grubun gelmesini bir saate yakin.
Taj Mahal’in hikayesini kisacik ozetlersek; Sah Cihan cok sevdigi esi Mumtaz Mahal’i 14. (! :) cocuklarini dogururken kaybetmis. Uzuntusunden yikilmis, askinin anisina da bu beyaz mermer anit mezari yaptirmis. Rehberimizin yine gozumuzun icine bakarak soyledigine gore bas mimar, Mimar Sinan’in ogrencilerinden olan bir Turk mimarmis. Aslinda Sah Cihan’in plani nehrin diger yakasina da siyah mermerden kendisi icin bir mezar yaptirmakmis ama Tac Mahal’in yapimi ekonomiyi o kadar zorlamis ve imparatorluk alinan dis borclar icinde o kadar zor donemler yasamis ki oglu babasini hapse atip yerine gectiginde bu diger binaya baslanmasini da durdurmus. As’in cok hosuna gitti, Hintli bir yazarin Tac Mahal’i tanimlayisi: “Sonsuzlugun yanagindaki gozyasi damlasi”.

Taj MahalSon duragimiz oldugu icin ve ortalik cok kalabalik oldugundan bir hayli zaman ayirdik buraya. Bu surede rehberin yakin markajinda olan ben bolca sohbet ettim kendisiyle. Kendisi de muslumanmis. Turkiye ile ilgili bir suru sey sordu. Neden As’in kapanmadigi, Turkiye’nin laik oldugunu bilmeyisi ve bayanlarin kariyer yerine cocuk yapmakla gorevlendirilmis oldugunun kitapta yazdigina dair iddialari en can sikici konulardi. O ufak beyninin soylediklerimizin yarisini bile anladigini gosteren bir kivilcim yoktu gozlerinde. Cok da devam edip yormadik kendimizi, burada askin yer yuzundeki sekli olan Taj Mahal’i seyretmek varken!

Dunyanin 7 harikasindan birini ziyaret ettikten sonra gunun yorumu olarak, “Agra’ya bir gelen pisman, bir de gelmeyen” diyerek, bu uzun, yorucu ve sicak gunun ardindan Delhi’ye gitmek uzere donduk istasyona.

As & Re Agra’dan bildirdi. (16 Nisan 2011)

Bu yazı günce, Hindistan içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

4 Responses to Askin sembolu, Tac Mahal

  1. Mehmet bayrak dedi ki:

    Bunun gibi duygu yuklu ve biraz da uzucu yazilarinizi,üstün zekalariniza yakisan bir incelikle rahat bir ortama gectikten sonra yayinliyorsunuz.Yoksa aglama isini kimseye birakmazdim.Daha onceden de onerdigim gibi genis referanslarinizdan istifade ederekten rahatsiz olabileceginiz bolgelerden uzak durunuz.Hasretle opuyorum.

  2. yelda dedi ki:

    Ucak bileti gondereyim mi?

  3. Güler anne dedi ki:

    Tac mahal muhteşem, ben de orlarda olmak isterdim. (aslıcım nihayet gözlük almışssın çok begendim.) Kendinize iyi bakın çooook öptüm.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s