Ayutthaya

Kralimiz yuce majestelerinin dogum gunu serefine Ayutthaya bize sadece yol parasi masrafina mal oldu. Ya da soyle soyleyelim, kendisinin dogum gunu milli bayram ilan edildigi icin girisler ucretsiz. Kralimiz cok yasa!

Bangkok’daki son gunumuzu tarihi Ayutthaya harabelerine ayirmistik. Bangkok’taki ana istasyona aksamdan ugrayip almistik tren tarifesini. Sabah esyalarimizi odadan cikarip bagaj odasina yigdik ki donuste gece otobusuyle Koh Chang’a yollanabilelim.

Tren garina gittik ki ne gorelim, panayir yeri sanki. Cin’de tatil zamanina denk gelmistik yetmedi burada da tatile denk gelmisiz. Okullar yaz tatiline girince bizde oldugu gibi herkes memlekete, tatile, yazliga bir yerlere akiyor. Karambol arasinda kuzeye giden banliyo tipinde ama express isimli trene bileti alip perona gittik. Butun vagonlari dolasip zorbela bir yer bulup yerlestik.

Yolculuk 2 saat. Tren arkadasimiz biraz yumusakca, pek bi cekingen. Soylemeden edemeyecegim, hayatimda bu kadar cok karsi cins olmaya egimli erkegi bir arada gormemistim. Ustelik cok da normal karsilaniyor, takdir ettim medeniyeti. Otel resepsiyonlarinda, ofislerde, dukkanlarda calisan olarak gormek cok normal. Bizim ulkemizin aksine dislamiyorlar kendi secimlerini yasamak isteyenleri.

Yolculugu sagsalim bitirip vardik Ayutthaya’ya. Eksik olmasinlar, duymuslar tesrif edecegimizi, her zaman oldugu gibi trenden inisimizi bir karsilama komitesi ile senlendirmisler. “Nereye gidiyorsun”, “Moto Rickshaw lazim mi”, “yatak var yatak” senfonisi arasindan siyrilip turizm ofisine attik kendimizi. SoforumuzPesimize takilan temiz yuzlu bir soforun resmi rehberlerden oldugunun onayini aldiktan sonra bey amcanin triportere yoneldik. Sofor amcamiz ya Hanimla birlikte calisiyor ya da kadincagizi heryere yaninda surukluyor. Nereli oldugumuzu soruyorlar, Turk oldugumuzu ogrenince de musluman olup olmadigimiz sorusu geliyor hemen ardindan. Meger onlar da muslumanmis, aracin konsolunda tasidigi Kuran’i gosteriyor cikarip. “Selamunaleykum” diye selamliyor herbirimizi tekrardan, tokalasarak. “Ben sizi cok guzel bir yere yemege gotururum, Helal”, diye ekliyor. Din kardesiyiz anlamindaki samimi tavir sasirtmiyor da, kitabi cikarip gostermek sasirtiyor biraz bizi, sanki ispat etmek istiyormus gibi.

Gezdikce, okudukca tarihler arasinda iyice kaybolmaya basliyor insan. Kisaca sizinle de paylasalim. Ayutthaya’nin hikayesi soyle; Ayutthaya, 14. yuzyildan itibaren 400 yil boyunca Asya’daki cok onemli bir ticaret merkezi ve bu bolgede hukum suren Tai Kralliginin baskentiymis. Doneminin en onemli kulturel merkezlerinden biri olan bu sehir, Burma ordularinin duzenli saldirilari sonucunda 18. yy.’da dusmus ve Tayland isgal edilmis. Isgal sirasinda yakilip, yikilmis. Baskenti yerle bir olan krallik Bangkok’ta yeniden toparlanmis, eski baskentin harabeleri de yeni kurulan sehirlerin kiyisinda kosesinde arasinda kalakalmis. Yillar sonra tekrar temizlenmis, dunya tarihi miraslari kapsaminda. Sehirdeki yapilarin Kimer kulturunden ilham alinarak insa edildigi soylendigi icin Angkor Wat’la kiyaslamaktan alamadik kendimizi. Kendine has bir guzelligi var Ayutthaya’nin, kuleli tapinaklariyla ama Angkor Wat’i gordukten sonra pek de carpmadi bizi isin gercegi. Once keske bisiklet olsaydi diye dusunduk, Angkor sehrinde oldugu gibi hem cok buyuk kolaylik, hem de eglenceli olurdu. Sonra Ayutthaya’nin pek de uygun olmadigini anladik harabeler yeni sehrin icine sacilmis ya da yeni sehir harabeleri kapsamis oldugu icin. Tapinalaklarda irili ufakli cok sayida Buddha heykeli var, en belirgin fark olarak. Yatani, oturani, yuruyeni, guleni cesit cesit Buddha. Artik doymus olacagiz ki buddhaya, bir tapinak onunde As’in muhtesem repligine nail olduk.

R- neden gelmedin iceri? Cok buyuk buddha vardi.
As- nasil Buddha, oturan Buddha mi?
R- ?!? (dalga mi geciyorsun bakisi var)
As- hayir, surda yatan Buddha gordum de, o bakimdan sordum. Oturani gorduk, yatani gorduk, var miydi baska birsey yapan?
– ??!

Tayland tapinaklarinda degisik bir ibadet sekliyle daha karsilastik. Cin’de yemek, icecek, tutsu ve kumas sunmak evlaydi. Burda dedim ya “ne kadar altin o kadar kutsal” diye, heykelleri altin ile sivamak uygun. Aluminyum folyo gibi incecik altin folyo satiliyor tapinaklarda kagit arasinda, tutsu cubuklarinin arasina sikistirilmis. Kara kara Buddha heykellerinin ustune yapistiriyorlar, bosyerlerine. Zamanla altin kaplama oluyor bu sayede heykel. Bir yatan Buddha’nin onundeki asili kagitta, “Buddhamizin ciplak kalmasina izin vermeyin” gibi bir yazi yaziyordu.

Bize iyiceden alcalan gunesin isiginda guzel pozlar veren tapinaklari ve cok sayida krala ev sahipligi yapan kraliyet sarayini cok begendik. Boylece guzel bir gunu daha sonlandirmis olduk.

As & Re Ayutthaya harabelerinden bildirdi. (6 Nisan 2011)

Bu yazı günce, Tayland içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s