Uygarlik ve medeniyet nedir?

2 gunumuzu Angkor sehrinde gecirdikten sonra biraz ara verelim dedik. Halen herseyin islak olmasini da hesaba katinca bos bir gun gecirmek iyi geldi.

Bos gunde cantalarimizi hazirladik ki Angkor’daki son gunumuzun aksamina Sihanouk Ville’e dogru yola koyulabilelim.

Angkor sehrinde nereye gidecegimize karar vermek gerekiyordu. 2 secenek vardi. Biri 40-50 km kuzeye serpilmis 3 mekandan olusan rotaydi; ormana teslim olmus Banteay Srei tapinagi, mayin muzesi ve dogal bir guzellik olan Selale parki. Diger rota 10 km kadar guneydoguda olan ve bir cok yapidan olusan bir baska Angkor sehriydi.

bisikletle Angkor Wat

Uzun uzun dusundukten sonra asil sehrin yaninda cok ufak sayilan bu yerlere vakit ayirmak yerine Angkor Wat, Bayon ve diger guzel tapinaklari bir kez daha gezerek iyice sindirmenin daha iyi olacagina kanaat getirerek 3. bir secenek yarattik.

Bayon Temple

Tekrar bisiklete atlayip sevdigimiz tapinaklardan olusan bir rotada Angkor tarihi sehrine yoneldik. Bayon’a yeteri kadar zaman ayiramamistik diye dusunerek ona ugrayip bol bol resim cektik.

Baksei Chamkrong Tapinagi

Baksei Chamkrong Tapinagi

Gitmedigimiz 1-2 kucuk tapinak vardi, onlara da ugradik.

Yemek saati

Ogle yemegini pazarlikla yari fiyata anlasip, restoranlardan birinde sebzeli noddle ve pilav seklinde hallettik.

Alisilmis yolun disinda...

Alisilmis yolun disinda...

Haritamiza islenmemis ama yemek yedigimiz yerin hemen ardinda gorunen kalintilara bakmaya gittigimizde fark ettik ki ormana dogru aralara serpilmis bir suru baska yapilar var. Aralarinda gezmeye basladik. Bu sirada bir suru cocuk peydah oldu (spawn) etraftan. Gelip bize gonullu rehberlige basladilar. 3-5’i As’in etrafina 3-5’i benim etrafima gule oynaya dolastik. Derslerinden okullarindan bahsettiler. En son bir kagit cikardilar. Kagitta yazana gore 40 ogrenci bagislarla bir okulda okutuluyormus. Bir de form cikardilar isim yazip imza atilan, bagis yapabilmemiz icin. Ne kadar tanidik senaryolar. Cocuklara cesaret vermesin, dilencilige ve isportaciliga yonlendirmesin diye onlardan alisveris yapmiyor veya herhangi bir sey vermemeyi tercih eiyoruz genel olarak. Bu genclere ufak bir ayricalik yapip yanimizdaki 2 paket eti formu acarak paylastirdik. Tesekkur edip gittiler cok fazla taskinlik yapmadan. Ikibucuk ay gecmis ve yanimizda eti form var! nasil yenmeyesi bir sey demek ki kalmis bu kadar. :) Cocuklar begendiklerini soylediler, degisik ne de olsa onlarin genel yeme aliskanliklarina gore.

IMG_5156

Neak Pean Temple

Haritalara adi islenmemis bu yapilar arasinda gezerken sadece bir kisi ile karsilastik. Turist rotalari belli, ozellikle istenmedigi takdirde rehberler de buraya getirmiyor olabilir. “Iyi ki yine buyuk sehre gelmisiz” diye dusunduk.

Sonra da ilk gun onunden gecerken durmadigimiz Ta Keo tapinagina gittik. Bugun yeni gorduklerimiz arasinda en etkileyicisi Ta Keo tapinagiydi sanirim. Insaasi bitmis ama suslenmesi bitmemis bir tapinak burasi. Yani kesme taslardan yapmislar butun devasa binayi ama hic isleme, oyma, sus, heykel birsey yok ustunde, henuz yapilmamis. Neden bitmedigini aciklamaya yonelik elbette bazi rivayetler var. Rivayetlerden biri insaat bittiginde tepesine yildirim dustugunden halkin bunu bir isaret sayip devam etmedigine dair, bir digeri yapimini emreden kral yapim sirasinda girdigi savasi kaybederek oldugunden insaata devam edilmedigine dair. Bilimsel yaklasim ise desenleri islemeye basladiklarinda tasin sertliginden dolayi cok zorlanip, yapamayacaklarina kanaat getirip biraktiklarina dair. (gerci bu biraz sacma gibi, tam sekliyle dikdortgen prizma biciminde taslar kesmeyi becermisler ya!?)

Ta Keo Tapinagi'nda

Islenmemis olarak ustuste dizili taslardan 50-60 metre yukseklikteki tapinagi gorunce hayretler icinde kaliyor insan. Bunu yapmak insan isi midir, akil isi midir? Kimin isidir? Nasil bir istir?

Tapinagin her biri neredeyse yarim metre yukseklikteki tas merdivenlerini tirmanip, en ust katindaki islenmemis duvarlarindan birinin onune oturup da biraz zaman gecirince aklimiza bir suru soru dolustu.

Ziyaret ettigimiz yerleri dusunduk: akil almaz Misir piramitleri, binlerce km uzunluktaki Cin seddi, Roma kolezyumu, ulasilmaz yerlere yapilmis Budist tapinaklari, gorkemli ortacag kaleleri, su an icinde bulundugumuz Angkor sehri ve aklimiza gelmeyen buna benzer insan ustu cabalarla yapilmis kimisi dunya harikasi olarak etiketlenmis kimisi ise kendi haline birakilmis devasa eserler. Bu yapilara turistik amacla yapilmis ziyaretlerde hayretten kocaman acilmis gozlerle etrafimiza bakmistik biz de herkes gibi. Gecmiste kalmis gelismis medeniyetler diye tabir edilen bu sehirlerin ve toplumlarin tarihini okumustuk.

Su an ise hepsini bir arada aklimizdan gecirince “Gelismek ve uygarlasmak nedir?” diye dusunmekten alamadik kendimizi. Medeni olmanin bilesenleri nedir? Her ne kadar bu insaatlar sirasinda cesitli muhendislik icadlari ve dogru kullanilan fizik kanunlari ile bilimsel acidan gelisilmis olsa da, ince detaylarla dolu resim ve tas iscilikleri ile sanatsal gelismislik gozler onune serilmis olsa da, bu taslari madenlerden soken, calisan, hizmet eden yine de kole edilmis insanogluydu. Onlari itip cekerken ya da baglayip cozerken, hayvanlardan faydalanildigindan cok insandan faydalanilmisti belki de. Islemeler, susler, heykeller hata yapma luksu olmadan tam olmasi gerekn yerde insanlar tarafindan islenmisti. Gun yuzu gormeden madenlerde gecen hayatlar olmustu belki de yapilacak bir kral tacina yetecek kadar altin cikarirken ya da kral tahtina tas keserken. Onbinlerden hatta yuzbinlerden bahsetmek gerekiyor muhtemelen insaatlarda ve madenlerde is kazasi geciren insanlari soylerken ve kim bilir belki de milyonlardan bahsetmek gerek yuzlerce yil suren insaatlarin bitirilmesi icin kullanilan insan sayisi icin.

Bu mudur medeniyet? Bu mudur uygarlik? Bu mudur gelismislik? Hayran oldugumuz seyler bir zulmun geride kalmis fiziksel objeleri midir? Terezin’deki Nazi toplama kampini gezerken de uzulmeden hayretle ve merakla mi bakmaliydik etrafimiza? Neticede o zulum esnasinda da insan biyolojisine dair bir cok kesif ve inceleme yapilarak tipta onemli gelismeler kaydetmis olabilirler. Buna da harika gozuyle mi bakmali acaba? Uygar insan, uygar toplum ve uygarlik birbirinden farkli seyler galiba. Incelemek lazim sozluk anlamlarini ve ne icin nerede nasil kullanildiklarini bu kelimelerin.

Bu onsozle girdigimiz konu uzerine dusunecek ve zirvalayacak cokca zamanimiz oldu Ta Keo’nun tepesinde serin esintilerde otururken. Cok da kafa utulemeyelim uygarlik muygarlik diye simdi. Yaptiran da yapan da coktan toprak olup baska canlilara hayat vermis gitmis iste. Neyse…

Ta Keo’dan ayrilip, ogleden sonra gunesi ile son kez gormek istedigimiz Angkor Wat’a dogru yola ciktik. Yolu yarilamistik ki yagmurun yapraklari doven sesini daha yagmur bize ulasmadan evvel duymaya basladik. “Bak As bu yagmurun sesi galiba” falan derken ses yaklasti, yaklasti ve yagmur bizi de dovmeye basladi. Bu sefer bir agacin altina sigindik, semsiyemizi actik, cantayi torbaya koyduk ve biraz bekledik. Kedi sobaya bir kere surunurmus biliyor muydunuz? Bizimki de o hesap iste :).

Dikkat fil cikar

Dikkat fil cikar

Yagmur kisa surdu, fazla da durmadi. Yola devam ettik. Angkor Wat’a yaklasirken saskinlikla fark ettik ki yagmur buraya yagmamis.

Saat 4 olmus coktan. 7’de otobus icin alacaklar bizi. Yine de rahat hareketlerle tapinagin karsisina oturup cantamizdaki meyveleri yedik herkesin hayretli bakislari onunde. Cunku ilk defa ananasimizi soyulmamis almistik. Keskin sandigimiz bicagimizin da pek o kadar keskin olmadigini merakli bakislar altinda ananas kabugunda zorlayarak ogrenmis olduk. Bir hayli bogustuk kendisiyle :).

Meyvemizi yeyip, gunesin son parlak isiklari ile yikanan Angkor Wat’ta tekrar dolasip geri donus yoluna koyulduk yine arkamizda kara kara bulutlarla.

Aksamustu Angkor Wat

Aksamustu Angkor Wat

Seytan durttu, bir de merkeze yemege gittik son anda. Biraz islak donduk ama olsun. Guzel bir gun daha gecirmis olduk Siem Reap’te ve artik kendi istegimizle islanacagimiz (yani yuzecegimiz) bir yere dogru gidecektik.

As & Re yok olmus bir “uygarligin?” merkezinden bildirdi.

Bu yazı günce, Kamboçya içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

6 Responses to Uygarlik ve medeniyet nedir?

  1. hakan cetinkaya dedi ki:

    Fıstıklar; ticari tandem lisansımı aldım. :))) Yenizellanda yada australyaya mastıra başvuruyorum. Seneye oralarda bi taraftan uçuyor bi taraftan da grafik tasarım mastırı yapıyor olacağım. Yazılarınızı zevkle okuyorum. size ii eğlenceler.

  2. Mehmet bayrak dedi ki:

    Resimler harika.Pandalar gercek mi anlayamadım.Mutlulugunuz daim olsun.

    • boyalikush dedi ki:

      Pandalar gercek ve de coook tatli, uyusuk hayvanlar. Bizim eksik bir kac yazimiz var, bunlardan bir tanesi de Chengdu da gittigimiz Panda yasam sahasi. Bir ara yazabilirsek eksikleri guzel olacak.
      Ayrica 1gun1fotograf adi ile bize ait bir album de olusuyor su siralar.

  3. Mustafa Tece dedi ki:

    Taze haberlerin olması sevindirdi. Yazınızı akşam okuduk kendi resimlerinizle manzara güzel maceraya devam.Azmış gibi gözüken fakat ıslatan yağmura ahmak ıslatan denir.Eğlenceli de olsa sağlığınıza dikkat edin bizden uyarması.Radyasyon çin sınırına ulaşmış.Herkesin selamları var öpüyoruz.

    • boyalikush dedi ki:

      Baba tamam biraz ahmaklik var bizde de ama bu oyle bir yagmur degildi. 2 metre arkamda Aslicagimin siluetini secemeyecek kadar yogun, hizli ve cok yagmur yagiyordu. Bu laftan anlamayanin hakki kotektir gibi birseydi.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s