Bugun acentayi ziyaret edecegiz. Bir de bu hostelin hem ozel odasini hem ucuz odasini denedigimiz halde bir turlu isinamadigimiz icin baska hostele tasinacagiz. Toplanip tasindik ilk is olarak.
Geldigimiz yeni yerde de biraz sorup sorusturduk Lhasa’ya ulasim isini. Tibet izni ile ilgili olarak sunu ogrenmis olduk: Mart ayinda her sene kapatiyorlarmis kapilarini yabancilara. Bu normaliymis zaten. Bir de bu sene tibet ozerk bolgesi 60. yilini kutlayacagindan mayis ayinda da kapayacaklarmis kapilarini. Oldu olacak nisan ayini da muallakta birakalim demisler. Boyle basit bir bilgiye nasil bunca ay ulasamadigimiza hayret ederken bir de bilet soku eklendi ustune. 10 gun once satilmaya baslanan biletler meger o gun icinde bitiyormus her seferinde. Subat ayinin ortasindan sonra bilet almak icin istasyonda geceden bekleyip, kuyruga girmek bile gerekebiliyormus. Simdi biraz daha net oturuyor olaylar aklimizda. Bizden para mi carpmaya calisiyor acaba diye guvenmedigimiz acenta, aslinda dogru seyleri suphe uyandiracak yetersiz aciklamalarla aktariyormus bize.
Bu bilgileri toparlayip acentanin yolunu tuttuk. Haberler ilginc. Bize Tibet izni almislar bile. Ama tek sart var, 28’inde tibetten cikmaliyiz. Fakat halen tren sorunu devam ediyor. Ucak ile gidersek hic bir sorun yok diye ekliyor acenta sorumlumuz Jane. Hatta israr ediyor ucak diye.
As ile yikilmis durumdayiz. Butun zor gorevleri halletmis durumdayiz. Donemsel goc esnasinda ulke icinde 7-9 bin km yol yaptik, 3 buyuk sehir dahil toplam 8 sehir ve 3 sehirimsi :) gorduk ama ne sokakta kaldik ne de ac. Cin’de 1 gunde vizemizi 1 ay uzattik normali bir haftaya yakinken. Subat sonunda Tibet’e giris izni aldik, ulke disinda bu ay basindan itibaren her turlu izin verilmesi durdurulmusken ve iceride de sadece bazi yerlerde alinabiliyorken. Yapilmasi zor seylerin hepsini tereyagindan kil ceker gibi yapip, bir aydir burada olmamiza ragmen nasil Lhasa biletini garantiye almadigimizi anlayamiyoruz. Universite sinavinda en iyi bildigin konularda yanlis yapmak gibi bir duygu bu. Kiziyoruz, uzuluyoruz ama nafile. Bir yolu olmali diye islemeye basliyor kafamiz. Belki buradan degil baska yerden binemez miyiz trene? Jane, Xining’in butun Lhasa trenlerinin gectigi bir yer oldugunu soyluyor. Belki oradan gecen bir baska trende yer bulabiliriz. Telefon ediyor oraya buraya, Xining’den yer var ama bu sefer de oraya ulasmak sorun.
Bize israrla tekrar tekrar neden ucakla Lhasa’ya gitmedigimizi soruyor ama cevabi anliyormus gibi durmuyor. Tren ile gitmeyeceksek bizim icin ayni degeri tasimiyor. Amac sadece “ben Tibet’ten gecerek Nepal’e girdim” demek degil! Ustelik ucak bileti cok da pahali.
Biz tren garina belki iade olur umidiyle giderken acentanin da aktarmali tren ihtimalleri uzerine aracilari ile gorusmesini istedik. Aksam olup da kaldigimiz yere dondugumuzde ne bizde ne Jane’de, hic birimizde bilet yoktu. As ile butun aksami ve geceyi ihtimaller uzerine konusarak ve muhtemel yeni planlar yaparak geciriyoruz suan. Ama umudumuzu kaybetmedik bekliyoruz.
As & Em meraklanirken bildirdi.
Trene kacak binince ne oluyormus? Cezasi ya fazla para odemektir, ya da en yakin istasyonda birakmaktir. Trenden atacak halleri yok ya. Ayrica siz bir binin trene gorevlileri ikna ederbilirsiniz sanki. Bence kacak binin…
Umudunuzu kaybetmeyin arkadaşlar. Eminim talih bir kez daha sizden yana olacaktır. Gerekirse at sırtında gidin ama mutlaka gidin o güzel Tibet memleketine. Ne diyorum ben yaa… Sadece 2-3 gününüz var… Neyse saçmalasam da heyecandandır mazur görün :)
iki gündür naptınız acaba? Buldunuz mu bilet? Xining’e mi gittiniz? kaçak binme işinde de ben ne olacağını kestiremiyorum. Çinlilerin sağı solu belli olmaz.
Bu arada bir haftadır ara ara rüyamda görüyorum sizi. umarım herşey iyi gider :)
Aceba nooldu ki son durum?.. Tibet’te kendinize daha çok dikkat edin olur mu? Sakin, yavaş, daha az dolu sırt çantası, daha az yürüyüş belki… sizi seviyoruz, kalbinizi yormayın.