Mevsimlerden kis, aylardan ocakti, sene 2011. Cok zamandir gitmek istiyorduk Yeni Zelanda’ya ama hani boyle seylerin nasil’i, ne zaman’i vardir ya hep, dogru-su yanlis-i ise ayri birer hikaye olmakla birlikte. Kimilerine oteki mahalleye bile tasinmak zor gelir, kimileri icin cok zaman alir bir yerden bir yere uc gunluk seyahati hesabetmek, kimileri ise bakkala gitmeyi bile sevmez. Ataleti besleyecek bir sebeb var elbet her bunyede.
Bizim gozumuz dunyanin kosesine takilirken, anne-baba’nin telefondaki sesi “yapmayin evladim!”, demekteydi. Yeni Zelanda deyince zihinde Avustralya yankisi yasayanlar coktu. Ayni cumle icinde bin defa Yeni Zelanda denmis olsa, “ee simdi Avustralya’ya mi gidiyorsunuz yahu?” sorusuyla karsilasmisligimiz da coktu. Arkadaslarimizin muzurluguna yakistirmayi tercih ettik bunu, aciklamaya gerek yok canim Yeni Zelanda’nin Avustralya’dan ayri, yeni su dunyasi manasinda, gec kesfedilmis bir kara parcasi oldugunu. Haa bir de kader birligimiz var, bircok bakimdan. Ama bunlar baska konular baska zaman anlatilacak. Ne diyordum ben simdi, vize isi nasil oldu? (Soyle oldu sevgili ugur, ac kulagini :)).
Oncelikle Avustralya konsoloslugu’nun posta/telefon bilgilerini ogrendik. Yok canim, Avustralya’yla ne alakasi var? (:P) Yeni Zelanda’dan bahsediyorum ben, Yeni Zelanda ayri Avustralya ayri. Yeni Zelanda konsoloslugu’nun bilgilerini ogrendik. Istanbul’daki fahri konsolosluk pek fahri oldugu icin bu tip resmi isler Ankara’da hallediliyor. Neyse ki posta yoluyla islem yapilabiliyor, yuzyuze gorusmek zorunlulugu yok. Ustelik Turk vatandaslari icin Turkiye icinde basvuru yapildiginda vize masrafi da yok. Diplomatik iliskiler ilk defa ise yariyor, Ataturk sagolsun. Zamaninda soylemis soyleyecegini, eksik olmasin, kardes ulke olmusuz adeta.
Biz de ilk ziyaretci vizemize posta yoluyla basvurarak, vizeyi Turkiye’deyken aldik. Aylar sonra giris yapmak niyetiyle vize istiyor oldugumuz icin, basvuru yapmadan evvel seyahat guzergahimizda olup vize almamiz gereken her ulkenin vizesini almaya dikkat ettik. Ocak ayindaydik evet, ama mayis sonu Singapur’dan Auckland’a ucmak uzere biletlerimiz hazirdi. Sadece hikayemizi Mayis ayina baglamamiz ve konsolosluga niyetimizi aktarmamiz gerekiyordu. Cunku pek rastlanan bir durum degildi, ileri tarihli vize verilmesi.
Konsolosluga telefon edip, seyahat niyetimizi anlatip, posta ile olan basvurumuzun kabul edileceginden emin olduktan sonra evraklarimiz hazirladik ve seyahat planimizi anlatan dilekcemizi ekledik. Hong Kong’a gidisimizden 1 hafta evvel postayla gonderdik basvurumuzu Ankara’ya, basvuru icin para odemiyor olmanin keyfiyle. Dusununce biraz fazla cesaretli geliyor bana, bu isi en son haftaya birakmak. Ama ancak mumkun olmustu sanirim; yilbasiydi, bayram tatiliydi falan derken, butun resmi daireler tatildeydi mutemadiyen.
Istanbul’daki son gunlerimiz, birkac gun kalmis ucusa. Artik suphe duymaya da baslamisiz, vize isi kaygi bulutu seklinde kafamizda. Sabahin erken saatinde telefon caliyor. Telefondaki kibar ses, ileri tarihli bir vize veremeyeceklerini, tek yapabilecekleri seyin vizeyi yarin tarihiyle baslatip, giris tarihimize kadar uzun olacak sekilde ayarlamak oldugunu soyluyor. O bile kendi kurallarinin disinda, cunku genelde en uzun 3 aylik vize veriyorlar ve bize verdikleri vize dortbucuk ay oluyor. Ama olsun. Tekrar tekrar teyit ettiriyor telefonda, “25 Mayis (yani ucus tarihimiz) son gunu vizenizin, en gec o tarihte giris yapmis olmalisiniz”. Sonra vize balkabagina donusuyor. Nasil mi? Soyle anlatayim. Vize pulunda gorunen tarih, giris yapma iznine sahip oldugumuz zaman araligi. Giris yaptiktan sonra 3 ay kalma hakkimiz var. Ama giris tarihimiz bu tarihler arasinda olmak zorunda. Hani ucak ertelense falan yandik, balkabagi.
Iste boylece ilk Yeni Zelanda turist vizemizi almis olduk, pek bir zorlukla karsilasmadan. Evraklar tam olduktan (calisma, ikamet, sigorta, plan-program), guven olusturduktan ve bankada her kalacaginiz ay karsiligi 1000 Yeni Zelanda dolari meblaa gosterdikten sonra vizeyi alamamak gibi bir ihtimal yok zaten. Tabi bir de gidis donus bileti eklemek gerekiyor. Bizim gidisimiz vardi donusumuz yoktu, ama dilekcemizde donus icin tarihimizin belirgin olmadigini belirtmistik zaten.
“ilk Yeni Zelanda turist vizemizi”, dedim cunku, Dunedin’de koseye sıkışmış, kışı gecirmeye calisirken uc aylik turist vizemiz gozlerimizin onunde erimekteydi. Hemen ikinci ayin sonunda gocmenlik ofisine kosup (Immigration New Zealand : INZ), ilgili formu doldurup, fotograf ekleyip, bir de akciger filmi (xray) cektirerek turist vizemizi 6 ay daha uzatmak uzere basvurduk. Ucretsiz vize basvurusu sadece kendi ulkemizdeki burodan yapilabildigi icin pasa pasa parasi neyse odedik. Olsundu, kis geciyordu ve sezon yeni aciliyordu ne de olsa. Butun bunlar bu ulke yasamini daha uzun sure tecrube edecegimiz anlamina geliyordu, hem ucak biletlerimiz sezon disi oldugu icin cok ucuzdu zaten.
Her turistin bir yil icinde en uzun 9 ay olmak kaydiyla turist vizesiyle Yeni Zelanda’da bulunmayi talep etme hakki oldugundan ve 6 aydan daha uzun kalmak icin xray sarti kosuldugundan acil doktorda aldik solugu. Biz de her sorumlu turist gibi rontgenimizi cektirip, cigerlerin sut gibi lekesiz oldugunu INZ’ye ispat ettikten sonra vizemizi aldik. Boylece Subat ayina kadar zamanimiz olmus oldu.
Hikayenin ondan sonrasi kainatin dantel kabiliyeti ile ilgili. Helpx’e baslamamiz, Re’nin su anda calistigi yerle anlasmasi, sonra tekrar INZ’ye bu defa calisma vizesi icin basvurmamiz, “ya biz turist vizesinde iyiydik aslinda” diye dusunurken kendimizi is hayatina atilmis halde bulusumuz; bunlari biliyorsunuz zaten…
Iste leyleklerin yeni su dunyasini etkin bir sekilde goc rotalarina almalarinin kisa oykusu boyle dostlar…
Bunlar da isinize yarayabilecek baglantilar; Konsolosluk, INZ
As&Re Acukland’dan bildirdi, Laxon teraslari… (19 Haziran 2012, Auckland)
yani şuan çok fazla şey yazardım ama sadece sevinmekle yetiniyorum. çok ama çok sağolun bu yazı, bu bilgiler için. belki bir çok kişi için pek bir anlam ifade etmiyor ama benim için ne kadar önemli olduğunu az çok tahmin edersiniz :)
tekrar çok teşekkürler. umarım her şey yolundadır sizin için de.
*çok mutlu oldum lan! pek mutlu oldum lan!
Birgun umarim sizin Ugur’la bir fotografinizi bu blogda gorurum. O zaman gercekten cok daha mutlu olacagim.
İcinizdeki bu mucadele azmi var oldugu surece basaramiyacaginiz hic bir sey olamaz.Ayrica sizin gibi harika insanlara vize vermeyecek bir ulke dusunemiyorum.Basarinizin devamini diliyorum.