Auckland’da bir Turk cifti

Saka maka 6 ay olmus basimizi sabit bir catinin altina sokali. Ara ara yeni yerleskemizden, bizi cevreleyen mekanlardan ve olaylardan haberler verdik. Atladigimiz ya da sira gelmeyen ya da tembellikten kaynayan bir suru onemli gelisme daha oldu tabi. Biraz bunlari anlatayim.

Sanirim en buyuk gelisme Asli’nin ise baslamasi oldu. Eveeeet, buyuk bir supriz degil mi? Bir suredir master tezine yogunlasan As aktif is hayatindan uzak kalmisti ama bir yandan da kulagini acik tutuyordu oyun sektorunde olasi bir pozisyon icin.
Madem yola hayallere ulasmak hedefiyle ciktik, neden oyun sektorune dalmasin ki? Bu sirada oyle bir firsat cikti ki pas gecmek imkansizdi. Uc boyutlu grafik, animasyon ve oyun gelistirme egitimi veren bir akademide oyun gelistirme bolumune ogretim gorevlisi olarak isbasi yapti 6-7 hafta kadar evvel. Doktorayi hedefleyen akademik kariyerine devam edebilmesi de bu sayede daha kolay olacak gibi gorunuyor. Su ana kadarki izlenimleri cok guzel ve halinden gayet memnun. Sinav kontrolleri cocuklarin yazdiklari oyunlari oynamakmis, ne diyim.

Bir diger onemli olaysa anne leylegin somestr tatilini firsat bilip bizi burda da yakalamis olmasiydi. Yol bu kadar uzun olunca bizimle ancak 11 gun gecirebildi. Her anini degerlendirmeye calistik, ama bu baska bir hikaye baska bir zaman anlatilacak.

Bir diger gelisme, her ne kadar yeni bir gelisme olmasa da mercimege veda etmis olmamiz. Dunedin’dan Auckland’a cok hizli bir transfer yasamistik ve bu sirada mercimegi orada birakmistik satilmasi icin. 2 ay kadar bir kaldirim kenarinda yeni yol arkadaslarini bekledikten sonra oradaki dostlarimizin da yardimiyla bir baska leylek ciftin yuvasi oldu. “Mercimege ne oldu?”, diye soruyorduysaniz, baska leyleklere yuva oldu iste. Alim satim sureci sasirtici derecede kolay oldu. Alici orada bir postaneye biz burada bir postaneye gittik, karsilikli formlari doldurup teslim ettik. Para banka transferiyle aktarildi ve mercimek hic karsilasmamis alici ve satici arasinda el degistirdi. Guvene dayali bir sisteme ek olarak, durustlugun insan iliskilerini ve hayati ne kadar kolaylastirdiginin guzel bir ornegi.

Mercimek gitti ama indii ve bluduldul isimli iki yeni oyuncagimiz oldu. (Isimler pek fena degil mi bu defa… ighyyyy!) Once uzun zamandir hayalini kurdugum 2 tekerlekli bluduldul geldi. As’i ikna etmek icin turlu turlu yola basvurdum tabi. Yok ise giderken cok trafikli yollardan gececegim, yok her gun git gel 45 km yakit tasarrufu olur, haftasonu gezeriz ohh pufur pufur ve park derdi olmaz gibi bir suru sey. Caktirmadan bir motorcunun onunden gecerken de bir goz atalim bahanesiyle onun da hosuna gidecek cok temel bir motoru gormesini sagladim. Hemen sevdi tabi. O da hayalini kuruyordu da bir turlu emin olamiyordu iste, simdi oldu. Bir sure sonra da Auckland’in belirsiz yagmurlu havasindan ve oraya buraya giderken tasimamiz gereken esyalar olmasi zorunlulugundan dogan, mercimegin yerini doldurmasi imkansiz olsa da temel seviyede 4 teker ihtiyacimizi karsilayacak indii geldi. indii’yi Hintli bir abladan aldik, coook ucuza. Benzin Turkiye’ye nazaran 2 kat daha ucuz olmasina ragmen buyuk motorlu bir arac tercih etmedik, ya da vergi sebebiyle araclarin 3-4 kat daha ucuz olmasini firsat bilip lukus bir araca yonelmedik. Ucuza kactik, az masrafla ayaklarimiz yerden kesildi.

Laf arasinda ucurtma sorfune basladigimizi, daha dogrusu ilerletmek icin tekrar girisimde bulundugumuzu soylemistik. Simdi ne zaman uygun bir ruzgar ve bu spor icin temel sartlar saglansa atlayip indii’ye, kumsalin yolunu tutuyoruz. Genel olarak pek bir spor yaptigimizi soyleyemeyecegim su siralar, o yuzden denizle bogustugumuz bu spor bize bir hayli yorucu geliyor. Daha adam gibi yapamiyoruz ya, ucurtma bizi bir denize daldiriyor bir ters takla attiriyor, arada dalgayla devrilen boardla kafamiza vuruyor, sonra da yorgun argin evimize gonderiyor. 2 kere gozluk kaybettim, gerci hata bende. Amacina hizmet etmeyen gozlukle suya giriyorum ilk taklada dusuyor. Inanmazsiniz ikinci gozlugumu ertesi gun bir arkadasim bulmus vurdugu kumsalda. Olacak is degil hani, koskoca acik okyanus. Bu spor hem outdoor arkadas cevremizi yeniden kurmak icin bir arac oluyor hem de bu bahaneyle her haftasonu degisik bir kumsala gidip vakit gecirmeye bahanemiz oluyor. Chill out, yani yan gelip yatmaca-aylaklanmaca firsatimiz oluyor.

Benim icin onemli olan bir diger aksiyon ise muzik etkinliklerimiz. Arkadasin arkadasi falan derken etrafta insanlarla tanismaya kaynasmaya baslamistik. En cok gorustugumuz ekip ise cogunlukla Turklerden olusan bir arkadas grubu. 2-3 ay evvel bir dogum gunu partisinde patlak verdi dogaclama muzik girisimlerimiz. Bir baska dogum gununde devam etti sabahlara kadar, cok sesli bir grup esliginde bu essiz eglence. Sonra gelisiguzel etkinliklerde biraraya geldik. Herkes bu etkinliklerden oyle bir zevk aliyordu ki bu toplulugu bir adim oteye tasimaya karar verdik. Simdi en az haftanin 2 gunu, arkadasin evinde studyoya cevirdigimiz bir odada grup pratigi yapiyoruz. Gayet dolu bir oda oldu; bateri, perkusyonlar, anfiler, mikser, bass, gitarlar, klavye, vokal ses duzenegi falan derken arkadas abartti, doldurdu odayi. Ben de annemden rica ettim gelirken gitarimi ve pedallarimi getirmesini. Cok ozlemisim gitarimi beea. Henuz tam bir kadro olusmamis olsa da surekli degisen katilimcilarla, artan ya da azalan sayimizla eglenceli seanslar yapiyoruz. Biz, kemik grup olarak 2-3 kisi, hic aksatmayip surekli bir araya gelmeye calisiyoruz. Yeni rockstarlar geliyooorr.

As bahceli ev hayalini su asamada henuz gerceklestiremedi. Aslinda Auckland sartlarinda inanin hic zor bir istek degil, evlerin %97’si bahceli mustakil ev zaten. Ama bizim hic esyamiz falan olmadigindan sehir merkezinde ana caddede esyali bir apartman dairesine girmek durumunda kaldik. Ama bu As’i durdurmadi. Koca koca saksilarda balkonda maydonuzunu nanesini yetistirmeye basladi hemen. Bir nevi yatirim yapiyor muhtemel yeni adresimize. Istanbul’daki balkonu da oyleydi zaten, limon agacindan yasemine, cesit cesit ciceklerden bir bahce yapmisti balkonda, bize oturacak yer kalmamisti.

Hareketli aktivitelerden arta kalan zamanlarda da Auckland belediyesinin sanat, tarih ve muzik gibi bedava etkinliklerine katiliyoruz. “Music in parks” (parkta muzik) ismiyle her hafta degisik canli performanslari dinliyoruz, acik hava sanat sinemasini limandan devsirme bir sahil silosunun duvarinda seyrediyoruz, ucretsiz girisli cok kapsamli muzesini ya da kutuphanesini degerlendiriyoruz. Her ne kadar tecrube olsun diye bu aktiviteleri kacirmamaya calissak da, itiraf edeyim evde zamanimi okumaya yazmaya muzige falan degil browser oyunu LOL’a harcadim son birkac haftadir. Belanre rumuzuyla oynuyorum, varsa oynayan iletiselim.

Iste boyle dostlar. Hayat yine yeni yeniden, isleyen carklar arasinda yeni seklini buluyor. Hani merak ediyorsaniz diye anlattim. Biraz da ese dosta ozet gibi oldu.

Iletismek guzel sey, kani taze tutuyor. Deli dolu aksiyon olmasa da greenwich saatine gore gunesi ilk goren bu topraklarda, dunyanin kosesinde bir garip Turk cifti neler yaparmis onu anlatmak adina birseyler karalamaya devam edecegiz.

Simdi yine bu yazida da hic fotograf yok diye soylenenler olacak ama, neyyyyse! :)
Kucak dolusu sevgiler.

As&Re, sonbaharin son ayinda guney yarimkureden bildirdi. (8 Mayis 2012, Auckland)

Bu yazı yazı-yorum, Yeni Zelanda içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

10 Responses to Auckland’da bir Turk cifti

  1. Sevinc dedi ki:

    Cok guzel bir yazi her zamanki gibi, anne leylek Guler Abla`nin yaniniza geldigini henuz ogrenmistim simdi burada da okudum, valla bravo..
    Muzik, oyun, ucurtma sorfu, bluduldul hepsi burada Ata`ya cok cok cazip geliyor. Yaniniza gelmeyi cok istiyor.. Cok ozledik sevgiler kucak kucak…

    • dolaniyorum dedi ki:

      Canim Sevinc, hic suphem yok zaten Ata’nin buraya bayilacagina dair. Belki bir somestir tatili (yaz demiyorum cunku burada kis oluyor!) karsilariz sizi havaalaninda, ne guzel olur! Ozlem karsilikli, Atacigimi da seni de opuyorum cok.

  2. Mehmet bayrak dedi ki:

    Bu kadar kisa bir surede dunyanın obur ucundaki bir cografyada insanlarla bu derece kaynasabilmeniz ne kadar gurur verici.Sizin orda bulunmaniz Yeni Zellanda!lilar icin tabii ki daha buyuk bir sanstir.O ayri bir konu.Motor almis olmaniza gelincede sevindim dersem yalan olur ki yalani siz sevmezsiniz.Safkan ingiliz atindan inip esege binmek gibi bir sey. En azindan MERCİMEGE saygisizliktir.Neyse ki Turkiyede kullanmiyorsunuz.Sizi cok cok opuyorum.

  3. Güler anne dedi ki:

    Yazılarınızı özlemiştim ara sıra yazında gönlümüz şenlensin ikinizide çoooook öpüyorum.

  4. devrim ekici dedi ki:

    evet evet, yazılarınız bana da umut veriyor, hayal kurduruyor yine yeniden :)
    ofiste duvarlar üstüme buraya atıyorum kendimi arada..
    tadını çıkarın, şansınız hep bol olsun.

  5. Kaplan Cem dedi ki:

    Kendimi sirt cantaniza saklanmis ve her yeri sizlerle dolasmis gibi hissediyorum buraya her girdigimde. Nz en çok merak ettigim ulkelerden birisi… Günlük hayattan bahsettiniz madem, elinize makinenizi alip bu sefer sehir ici safari yapın da oraları burada yasatın bizlere. Ora insani neye benzer sokakta nasil yurur, ne yer, nerede eglenir…
    Asli ozlemisdir belki diye soyluyorum armerkomda hersey eskisinden bile boring :) Oyun sektorunde de 1 arpa boyu ilerleme oldu buralarda… Yani icin rahat olsun :)))

    • dolaniyorum dedi ki:

      Boylece cantamdaki anlam veremedigimiz ve bir turlu tespit edemedigimiz agirligin nedenini de ogrenmis olduk :). sehir ici safari talebini not defterime ekliyorum. pek yakinda…

  6. artunbotke dedi ki:

    Uzun zamandır sitenize girmiyordum. 2 gün önce aklıma geldi, yavaşçana yazıları okumaya başladım kaldığım yerden. Özlemişim sizi okumayı. Haberlerinize sevindim. Yine size imrenerek okuyorum. Hexagon’dan selamlar.

  7. özgür dedi ki:

    :) harika, keyifle okumaya başladım yazılarınızı, belki bir gün bizde böyle bir blog açarız eşimle …

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s