Sabah cok erken kalktigimizi soyleyemeyecegim. 8’i gecmisti ilk ayilmalar ama 9’u bulmustur ayikmalar. Normalde bol temiz hava ve ormanin canli sesi 7 gibi diker bizi ayaga. Hatta o saatte bile kulube sakinleri ya gitmis ya da son hazirliklarinda olur. Demek cidden cok yorulmusuz dun.
Kahvalti sirasinda, kulubede olduklarini geceden farkedip rahatsiz etmemeye calistigimiz amcalarla sohbet ettik. Arabanin arkasindaki cekiciye koyulabilecek turden bir yelkenli getirmisler gole, usenmeyip. Sonra da golde yelken acip buraya gelmisler dun. Balik avlayip geri donuyorlardi sabah. Tatil modundalar anlayacaginiz. Sabah ayrilislarini verandadaki bot sesleriyle farkettigimiz bir baska ekibin mavi buzul golu istikametine gittiginiyse korucu defterine biraktiklari nottan okuduk. Daha once anlatmistik herhalde bu defteri degil mi? Hani vardiginda veya gecerken ugradigin kulubelerde not dusuyorsun bu deftere adini, sehrini-ulkeni, ne zaman nerden gelip nereye gittigini, kulubeyi kullandiysan bilet numarani ve yolda karsilastigin ilginc bir durum varsa ona dair notunu. Soyle sayfalari goz gezdirince gordum ki son 6-8 aydir bizim geldigimiz rotadan kimse gelmemis ve herhangi bir not yazilmamis. Biz yazdik; yolda yikilmis agaclar oldugunu ve patikanin bakimsiz durumunu, en azindan diger taraftan gelip golun bizim geldigimiz ucuna gitmek isteyen birileri olursa patikanin ne durumda oldugunu bilerek karar versin diye. Icabinda kulubedeki telsizle cagri yapip, kulubenin onundeki iskeleye gelen gol taksiyle donebilirler. Yine bir korucu defterine ilk Turk olarak adimizi yaziyoruz ayrilmadan evvel.
10 bucuk gibi ciktik yola, bir hayli gec sayilabilir normal sartlarda. Iki golun tam ortasinda Speargrass (mizrakcimen) kulubesinde konaklamayi dusunuyoruz gece. Hava biraz bulutlu.
5 saat diyor tabela, dunku tecrubeye dayanarak 7 saat veriyoruz kendimize. Ama patikada herhangi bir engelle karsilasacagimizi zannetmiyoruz. Defterdeki yuzlerce girdiye bakilirsa cok yogun bir rota ve hicbir olumsuz bilgi yok. Patikanin bu bolumune duzenli bakim yapildigini duyduk. Bizce basladigimiz noktadan Rotoroa Golu’nu boydan boya gecen patikayi (hani dun gece yurudugumuz) gol taxi para yapsin diye kasten toparlamiyorlar. Yoksa ne olacak ki, cerez orasi ormancilar icin. Bu ulkede binlerce km uzunlugundaki patikalari acik ve isler tutuyorlar burasi mi cok gelmis. Neyseee…
Once uzun bir tirmanis, orman ici yuruyus, inisler cikislar, ufak tefek birikinti golleri, akarsu gecisleri, arada incecikten yagan yagmur derken keyifle sonuna geliyoruz patikanin.
Vardigimizda, mizrakcimen duzlugunun ortasinda, gosterisli bir yamacin kenarinda, Speargrass vadisine bakan manzarasiyla doga meraklilarini bekler halde buluyoruz kulubeyi, butun albenisiyle. 6 saatte almisiz yolu, Robert Ridge’in eteklerine gelmisiz, Mt. Cedric’in etrafindan dolanmisiz, fena sayilmaz. Asil muhtesem manzara Mt Cedric’tenmis ama, bir baska zamana. Bizim icin cok dik o rota su anda.
Daldik kulubeye. Iceride dort kisi var. Tanisma faslinda hepsinin Israil’li oldugunu ogreniyoruz. Cok sasirmiyoruz, seyahatlerimiz sirasinda en cok karsilatigimiz ulke vatandaslari onlar zaten. Onlar bile birbirlerinden baymis. Mesela bu dordu bir arada gelmemis. Ilk grup cift olarak gelmis, diger iki erkek ayri ayri tek kisi seklinde. Ozetle birbirini tanimayan 4 Israil’li dunyada varligini ve yerini belki 5-6 bin kisiden fazla insanin bilmedigi dag basinda bir kulubede tesadufen karsilasabiliyor. 2 erkek biz vardigimizda hazirlaniyordu cikmak icin. Lake Angelus’tan gelmisler, dinlenmisler burda ve Mt Robert araba parkina varmayi planliyorlardi.
Kulubeye burnumuzu sokar sokmaz ates yakma sevdasina tutulduk hemen. Baska turlu oturulmazdi icerde uzun sure. Sobanin yaninda bir miktar odun vardi ama odunluk tamamen bostu. Kulubenin etrafi bataklikvari bir duzluk oldugu ve mizrakcimenlerle kapli oldugu icin patikanin bitisine dogru geri yuruyup kutukler ve kirik dal parcalari bulmaya calistik. Toparlayabildigimiz işe yarayabilecek dal paracalarini getirip odunluga yigdik ki bizden sonra gelecekler icin de kuru yakacak bulunsun diye. Sobamizi yakarken, bir yandan da makarna suyumuzu kaynatmaya basladik. Kulube arkadaslarimiz sobanin yanacak olmasina pek sevindiler, usenmisler meger yakmaya calismaya.
Ayri ayri yemeklerimizi pisirdik. Karsilikli ikram ettik ama onlar dini sebeplerden oturu bizim onerimizi geri cevirdiler. Haram-helal muhabbeti gibi bir sey. Sonra derin bir sohbete tutustuk butun Israillierle yaptigimiz gibi :). Bir an toparlayip dusununce en uzun ve derin sohbetlerimizi israilli genclerle yaptigimizi farkediyorum bak su an. Herbiriyle saatlerce konusabildik hep. Ilk tanistiklarimiz Kackarlar’da karsilastigimiz bir ciftti. Birlikte 5 saat seyahat edip, gece de birlikte konaklamistik Yusufeli’nde. Sonra Cin’de karsilastigimiz Israilli cift, Hindistan’daki kizlar… Ama hicbiri burda karsilastigimiz bu cift kadar kurallarina bagli degildi.
Onlar erken yattilar. Biz As ile sessiz sessiz oturduk biraz daha soba basinda. Ates hep pek buyuleyici olmustur, malum. Disardaki dag silueti heybetli bir ciddiyetle golge yaparken Speargrass duzlugune, gece tabak gibi acilan gokyuzunde issizligin ve zifiri karanligin icinde trilyonlarca yildizin sacilmisligini hayranlikla izledik. Guney yarimkurede daha az yildiz oldugunu dusunup gulduk :). Sonra tatli tatli uyku moduna gectik. Yorulmustuk ama yine cok tatli bir keyif vardi agriyip sizlayan vucudumuzda.
As & Re mizrakcimen duzlugunden bildirdi. (3Ocak 2012, Speargrass Hut, Nelson Lakes National Park)
Muhtesem bir maceranizi daha keyifle okudum.Goruntulerde sizin gibi harikalar.TESEKKURLER.