Adadaki ikinci gunumuzde kahvaltinin ardindan bolca aylaklandik evde. Raki’nin heyecani ve oyunculugu nesemizi katladi. Kumsalin uzakligini da degerlendirdikten sonra ilk isimiz adada zaman gecirebilmenin on sarti olan motorsiklet gereksinimini cozmek oldu.

Motor ehliyetim vardi, birkac sene onceye dayanan 2 aylik bir motor tecrubem de vardi. As arkamda otururken yolculu bisiklet tecrubem de vardi ama daha once hic yolculu motor tecrubem yoktu. Ilk bir saat Baris kendini feda ederek arkamda otururken tecrube ettim yolcu tasirken motor kullanmayi. Ufacik scootera o kadar kolay alistik ki As ikinci gunun sonunda sanki araba koltugundaymis gibi oturdugu yerde hareketlenip etrafi fotograflama kabiliyetini kazanmisti bile.

Adayi cepecevre donen yolun uzunlugu 50 km civarindaymis. Tum adayi motorla turlamayi sonraki gunlere birakip, motorlu ilk gecemizde bir arkadasin barina ugradik ve bilardo oynayarak zaman gecirdik.

Ertesi gun ilk turumuz kultur turu gibi oldu. Buyuk Buddha tapinagi, golet tapinaklari ve adanin merkezi bolgelerini ziyaret ettik. Gunu hem ziyaret hem ticaret boyutunda degerlendirip camasir yikama isimizi de aradan cikardik.
Haftasonu Kate calismiyordu ve birlikte daha uzun soluklu dolasacak zamanimiz oldu boylece. Baska arkadaslar da katildi gezilerimize ve kimi zaman 5 motora kadar ulasti cetemizin buyuklugu.

Internette dolasan bazi komik fotolar arasinda yerini alan kayadan organlar meger buradaymis. Buyukanne-buyukbaba diye koymuslar isimlerini, gidip baktik butun yeni yetme sirtcantali gezginler gibi, kiskis gulduk bu bel alti sakaya :).

Bombos bir kumsalda, agac golgesine siginip dik ogle gunesini atlattiktan sonra Mumya rahibi ziyarete gittik. 70li yillarda oldukten sonra mumyalamislar amcayi ve bir camekana koymuslar meditasyon pozunda. Cok ileri bir yasta rahip olmayi sectigi icin oldukca onemli gorulen mumya rahipin rahipligiyle celisen RayBan gozlukleri cok dikkat cekici. Iki tane de yedek var hemen yaninda, biri kirmizi ustelik. Ruh haline gore degistirsin diye herhalde.

Rahibin yanindan ayrildiktan sonra selaleye gittik. Adada bir kac tane selale oldugunu soylediler hatta bir tanesi 80 metreymis. Adada selale olmasinin bizi sasirtmasi disinda 10-15 km capindaki bir adada hangi nehir nereden doguyor da 80 metre selaleden akiyor diye dusunmeden edemedik. Birlikte gittigimiz gun daha iceride olan bu yuksek selaleye yurumedik, ufak olana baktik sadece. Kuru sezon olmasina ragmen yine de gayet bolca akiyordu suyu. As ile digerine yururuz diye kararlastirdik hafta ici.

Aksam saatine yaklasirken zaman, Lamai kumsallarinda gunun yorgunlugunu attik. Sonra da aksam pazarina gittik. Aslinda her gun adanin baska bir yerinde kuruluyormus pazar, aksam baslayip geceye kadar devam ederek. “Walk street”, her pazar Lamai sokaklarina kurulanin adi. Yiyecek icecekten giyime ve ev aksesuralarina kadar hersey satiliyor. Cesit cesit yemek ve abur cubur mevcut. Gozum dondu, herseyin tadina baktim As bana hayretler icinde bakarken.

As & Re gazlarken bildirdi. (15 Mayis, Koh Samui)

Fotograflar icin suraya bakabilirsiniz.