Sabah 7 bucukta kalkip toparlandik. Leshan sehrine otobus ile gidecegiz. Sirt cantalarini tasimayi istemedik, onlari hostele emanet edip ufak sirt cantalarimiza birseyler alip oyle ciktik. Vizelerimizi uzatmak icin Chengdu’nun 140km guneyindeki bu sehri tercih etmemizin sebebi bugun basvurunca yarin vizenin alinabiliyor olmasi. Diger sehirlerde, ozellikle buyuk sehirlerde bu surec 1 haftaya kadar uzayabiliyormus. Ustelik Leshan’da bir de Unesco mirasi var; dunyanin en buyuk Buddhasi.
2 saat surmesini bekledigimiz yolculuk otobandaki yol calismasi yuzunden biraz uzadi. Vardigimizda saat 11 bucuk olmustu. 12’de PSB (public security burea, toplum guvenligi burosu) kapanmadan yetisebiliriz umidiyle taksiye atladik. Ayrilmadan evvel buronun adresini cince yazdirmistik hosteldeki gorevliye. Onu gosterdik, taksi bizi goturdu.
Aslinda saat 12’ye on vardi ama yine de 1’de gelmemizi soylediler. Iyi ki gitmisiz, cunku emin olmak icin evraklarimiza bakinca gorevli polis, otel girisi yapmadigimizi ve orada doldurulmasi gereken pembe kagidi getirmedigimizi soyledi. Aslinda biz onu geldigimiz yerde doldurtmustuk ama o ise yaramazmis (o kadar hazirlikli gelmisiz yani ;)), Leshan’a ait olmasi gerekiyormus. Onlar ogle arasindayken kalacak yer bulmamiz ve giris yapmamiz gerekiyordu.
Internette hic kalacak yer bulamadik. Elimizdeki tek kaynak lonely planet’in yazdigi 4 yerdi. Ikisi icin luks yazmis, birinin adini vermis ama adresi icin limanin karsisinda demis, taksiye gosteremeyiz. Sadece bir tanesinin yaninda cince karakterlerle adres var. Onu sectik sirf taksiye gosterilebilir bir adresi oldugu icin. Gittik ama sirf is yurusun diye kalinabilir bir yer cikti. 5 senelik kitabin bilgisi biraz eskimis sanirim. Alti ustu 1 gece deyip tuttuk odayi ve hizla pempe kagidi doldurttuk. Bilgisayara da giris yaptigina emin olduktan sonra tekrar gittik PSB’ye ve cok seri bir sekilde islemi yaptirdik.
Oradan cikinca saat 2’yi gecmisti ve buyuk buddhayi yarim yamalak gormek istemedik. Merkeze indik onun yerine.
Oradan ufak teknelerle irmagin ortasindaki ufak adaya gectik, buyuk buddhayi uzaktan da olsa gorebilmek icin.
Sonra bir cay bahcesine giderek irmak ve buddha manzarali cay icip sohbet ettik. Sifir derecelerde gezen havalardan sonra burasi gayet sicak ve guzel geldi. Hava karardiktan sonra da cadde caddeci olup etrafi gezdik.
Minik adada iken tanistigimiz ingilizce ogretmeni bir kiz bize o gunun bahar festivalinin son gunu oldugunu soyledi. Insanlar sokaklara dokulmus. Rengarenk caddelerde yurudukce yuruduk. Nehir ustunde havayi fisekler patliyordu durmadan. Shanghai’dan bu yana her gece sinirsiz fisek attilar zaten. Doymak bilmediler cata pata. Bir de lazerli dumanli, sisli bir gosteri oldu nehrin obur yakasinda, izlemeye degerdi. Tesaduf ki biz de kopru dolaylarindaydik, en azindan bahar festivalinin son gununde buyuk bir gosteri izlemis olduk.
Surekli nehirden bahsetmemden anlasildigi uzre, Leshan bir nehir tarafindan ikiye bolunmus orta olcekli sirin bir sehir. Nehir hayatinin cok onemli bir kismini olusturuyor, buyuk Buddha’ nin hikayesi de yine nehre dayaniyor zaten. Hakkini yemeyelim, baska bir hikaye…
Kendimizi tatil beldesi aksaminda yeterince hissedip, ortalik bosalincaya kadar ortalikta gezip, sokaklarda insanlar seyrelince otele gittik. Biraz rahatsiz da olsa uyuyarak gunu sonlandirdik. Internetimiz yok, acaba tren isinde bir gelisme var mi?
As & Em Leshan’dan bildirdi.
Hadi bakalım kolay gelsin sağlığınıza dikkat biz iyiyiz maceralara devam öpüyoruz
Keyifle okudum bu guzel maceranızıda.Yolunuz hep acık gonlunuz ferah olsun.