En son trenden inip dee komunizm ile karsilastigimizdan bahsediyorduk sanirim. Yolda okuyup ogrendigimiz; komunist 100bin kizil ordusunun zamaninda buralarda bir hayli guclu oldugu, cumhuriyet askerlerine karsi en son buralarda direndigi ve ardindan daglara cekildigi seklindeydi. Etrafta buyuk betondan Cin bayraklari vardi, tren ile sehre girerken gorduk. Yuzlerdeki ifade bir anda degisti sanki. Ciktigimiz cadde gri ve soguk. Etrafa karambol bir kosusturmaca hakim. Yarinin tren biletini almak icin bilet alanina yoneldik. Ingilizce daha dogrusu latin alfabesinde tek harf yok. Derdimizi zar zor anlatip Hangzhou’ya biletimizi aldik, en azindan Shangai’ya 200-300 km’ye kadar yaklasabilecegimizin garantisi cebimizde. Su ana kadar 1500 km kadar yolu arkamizda biraktik, 1000 kadar da yarin aksam gidilecek.
Hotele nasil gidecegimizi polislere danisarak ogrendik. Once 11 numarali otobusle 2 durak, sonra 205 nolu ile 4 durak. 3. durakta indik gidecegimiz yeri taniyinca. Dikkate deger olan bir baska sey ise otobusleri tarif eden polisin, taksiye binmemizi onermesi, “yahu guvenli midir” deyisimize de “haklisiniz, guvenli olmayabilir” diye cevap vermesiydi.
Otel fevkalade. 159 paraya sarayda kalacagiz. (tekrar hatirlatirsak 1 turk parasi 4 cin parasi ediyor).
Saat cok erken oldugu icin gunu kacirmadan uzaktaki eski Cin yerlesimini ziyaret edebiliriz diye dusunerek yola koyulduk.
Merkez otogardan An’Yi’ye otobus, oradan Shibi’ye dolmus, sonra da sanlucheler (3 tekerli motorlar) ile kasabaya. Yolculugun 2 saati gececegini saniyoruz, 50 kusur km.
Otogar karambol. Nanchang’a henuz gorgunun g’si gelmemis. Tukurmek, kusmak en normal davranis, otobuste kova var oogghr. Cin’de sigara icilmiyor saniyorduk cunku buraya gelene kadar kimse ortalikta kalabalikta icmiyordu, burada herkes her yerde iciyor. Otobuste, otelde, kuyrukta, her yerde agzinin icinde. Okuz gibi bakmak, selama cevap vermemek bize olan sevgilerinin ispati gibi.
Daha da derinlere ilerliyoruz, kasabalardan geciyoruz. An’Yi ‘ye varir varmaz donus biletini 16.30 a aldik, daha sonra icin yok zaten. 3bck saatimiz var Shibi’ye gidip donmek icin. Shibi dolmusu cok kalabalik, neyse ki biz oturuyoruz. Amca diyebilecegim yasta birisi tepemde dikliyor. Derken once sigara isteyerek konusmaya basliyor, konusma dediysem daha cok onun birsey solemesi bizim anlamamamiz, sonra onun buldugu yamuk yumuk bir kagida soyledigi seyi yazmasi ama bizim Cince okuyamamamiz, onun ve digerlerinin okuyamayisimiza gulmesi (degil mi? halbuki dunyanin 5te1i bunu okuyabiliyor.) ve ardindan isaret gibi biselerle anlasmamiz. Buraya tarzanca bile gelmemis anlayacaginiz. Neyse, amca once sigarayla baslayip, sonra bastonumuzu sonra corba parasi derken bir hayli taciz etti ama yilmadik :P
Korkaraktan da olsa sanlunche ye binerek kadim koye vardik. 3 koyu koruma alanina almislar. Luotiancun, Shuinan ve Jingtai.
Luotiancun 1120 senelik, tas evlerden olusan ve labirent gibi sokaklari olan, bolge soylularinin yasadigi, ahsap isciliginin her kapida-pervazda kullanildigi, 1000 senedir kurumamis yasam kuyusuna sahip olan koy. Digerlerine cok zaman ayiramadik, 1400 yasinda olan var, yine temalar ayni ama halkin koyleri.
Giris cok pahaliydi, ogrenciyiz abi diyerekten 30 yerine 24 para kisi basi girdik iceri, acindirmak ilk defa ise yaradi. Bu kasaba halen yasiyor, bos sokaklari gezmeyecegiz yani. Coook yasli teyzeler etrafta agir aksak geziyor, koy meydaninda cocuklar oynuyor, kahvede gencler oturmus. Sokaklarda gezerken gordumuz kahvelerde yasli amcalar cin tahta oyunlarindan oynuyorlardi, adini hatirlayamadik. Soylu evlerini gezdik, aslinda cok da yabanci degiliz manzaralara. Bizim eski koylerimiz gibi. Soylu koyu ve diger 2 koy arasinda kocamaaan bir tarla alani var. Diger koye giden yol bu tarlalarin arasindan 500 m imis. Hayvancilik da var balikcilik da. Kasaplar sokakta is yapiyor. Kar yeni kalkmis, kimi yerlerde goruyoruz. Koylerin arkasinda daglar uzaniyor puslu puslu. Kendimizi (sanlucheleri saymazsak) bin sene oncesine gitmis gibi hissettik. Evlerin avlularinda su sipirtisi arasinda nasil bir huzur… Belki de ilk defa Cin sessizlesti bizim icin.
Donus yolunu seri bir sekilde tamamlayip Nanchanga geldik. Hatta daa da cabuk olsun diye An’Yi ‘den aldigimiz biltei geriye aldik.
KFC yedik yine. :( Aslinda klasik avrupali hatasina dusmemek icin elimizden geleni yapiyoruz. Buralara kadar gelip yerel yemekten korkmak ve fast fooddan cikmamak. Ben surekli deniyorum birseyler ama gercekten herhangi bir tabagi bitirmek cook zor. Bir tek Guangzhou da hep yerel yemek yedik. Yemekler ile ilgili genel bir yazi yazariz bir ara, bunca zaman ne yedik ne denedik falan diye. Surekli enerji harciyoruz duzenli beslenmemiz gerekli ama surekli olarak hem denemeye hem de normal yemege para harcayamayiz. Onu da denedik cook para gidiyor o zaman :P
Otelde bolca dinlenip, yazilmis yazilari yayinlayip yorgunlugumuzu attik. Bu sehirde gezecek coook degerli yerler olmadigindan kendimizi tekrar griligin icine atmamaya karar verdik. Lobide oturup beklenen fotograf islerini halletmeyi dusunuyoruz.
Leylekler Nanchangdan bildirdi.
Bende leyleklerimi dev ekranda seyretmenin keyfini çıkarıyorum.Amaan soğuğa çok dikkatli olun.çok öpüyorum
Tuşlarla savaşla oralaraizi yazdım bir tuş onları sildi.Terar yazmaya çalışıyorum öpüyoruz zengin ilkellikle mücadele yapıyorsunuz.T C deki devrimcilerde bizi oralara benzetmeğe çalıştılar.Güzel ülke ve insanlarımız daha iyilerine layık fez dönmye bakın görev başına.Teleklere dikkat yol uzun biz takip ederiz.Kolay gele öpüyoruz.
fotograflar “çook” guzel =)
özet geçin.. :P