Tuketim ironisi; havaalaninda sizi afisler karsilamaya basliyor, “save electric save world” afisini bir isik dugmesi susluyor. Videolarda billboardlarda alakali konular donuyor. Otelde camasir deterjaninin zararlari anlatilmis ve odanizin temizlenmesini istiyorsaniz kapiya yesil bir kart asin diyorlar, ama as asabilirsen. Her yerde cop ayristirma konteynerleri var ve bununla ilgili uyarilar asili etrafta.
Ama gel gor ki koca sehir ayni filmlerde gordugumuz gibi isil isil yasiyor. Sokaklarin ortasina kadar uzanan renkli tabelalar, neonlar, koca 60-90 katli gokdelenler bir isik cumbusu. Her yerde buram buram yag kokusu, kizartma onlarin yasam tarzi diyebilirim. Neredeyse mc donalds ya da patso halt etmis yanlarinda. Eee kime peki bu uyarilar???
Saygi mi?; geldigimiz gibi fark ettigimiz birsey kimi insanlarin maske taktigi idi. Nem kapacaz ya hemen killanmaya basladik bir hastalik mi var ne oluyo dedik kendi kendimize. Japon ensafili asisini kurcalarken saglik birimine gitmistik, orada sorduk maske takan gorevliye neden diye, kucumser bir edayla “oksuruyorum ya” diye cevap verdi. Sonra dikkat ettik maskeliler oksuruyor, hapsuruyor falan. Demek ki nezaketten ve koruma-korunma bilincinden takiyorlarmis. Ama gel gor ki asansore binerken sıkış tepiş, caddelerde yururken itiş kakış.
Arabalar sagdan direksiyonlu, yol tersten akiyor. E tabi yaya yollari, yuruyen merdivenler falan da tersten. Ona bile alismak zor.
Snickers uzerinde ya da baska paketli urunlerde hem “halal” hem de arapca yazılar yaziyor. Sanirim malezya-endonezya etkileri buraya da geliyor. Bir iki yer disinda bugun cinli olmayan cok insan da gormedik aslinda, hedef kitle kim?
Akbili biraz gelistirip octopus card yapmislar. Icine para koyuluyor, otobus minibuste gectigi gibi bakkal market restoran bufe gibi yerlerde de gecerli. Slogani “bozukluklarla ugrasmaya son” paranin tam kismini verip bozugu ondan cektiriyorsun dokunmatik.
Kose baslarinda domuz bagirsagi-cigeri-midesi ve bilimum sakatat haslayan ya da kizartan ve garip su urunleri ile tavuk-ordek sakatatlarini (ayak, kafa…) yine garip yontemlerle pisiren bufeler var. Cok kotu bir koku her yere yayilmis durumda. Buyuk ve bilinen bir AVM nin icinde internet umudu ile gittigimiz starbucks’in karsisindaki kapidan iceriye bu koku doluyordu. Ayni sekilde AVM de kokudan payini almisti. Bir koku ki kacarak uzaklasmak istiyorsun. Ona ragmen bufelerin onunde kuyruklar olusuyor ve yolda yuruyemiyorsun.
e koksun o kadar ya,
insanların 20%si orada =)
ensafili ne demek yahu, ikinciye rastladım yazılarda?
he ensafili aşısı =)
hızlı okuma yapamıyorum demek ki
Canlarım benim.Bıranşlarınızda iyi birer mühendis olduğunuzu biliyordum da ne zaman bu kadar iyi edebiyatçı oldunuz? Sizinle çoook gurur duyuyorum.
ya işte o koku ve sakatat vs. beni uzak tutuyor uzak doğu’dan..uzak olsun bana diyorum..
pilav üstü kuru yok mu orda ya, ölmeyin açlıktan? :))
dandik cedar peyniriyle tam bugday ekmegi buldum, tirtikliyorum janim:) emre her halti yiyor sonra da karin agrisi cekiyor, aman icim bi hos oldu diyor. Ama elbet o da ogrenecek her gordugunu yememesi gerektigini:)
Ensafili aşısı ne demek? Google’de baktım ama bir şey bulamadım. Ayrıca kart asmanızı istiyorlar ama as asabilirsen demişsin. Neden ki?
emre, japanese encephalitis demek istemis aslinda:) Sitma benzeri, sivrisinek yoluyla bulasan bir hastalik.
Oteldeki kart mevzusu ise soyle; yesil renkli bir karta agac, deniz, cicek resimleri koymuslar. Deterjan kullanimi soyle zararli boyle zararli yazmislar.
Sonra da “carsaflarinizin degismesini istiyorsaniz bunu kapiniza asiniz” demisler. e simdi, hem diyor ki “bak her yikatisinda dogaya zarar veriyorsun”, hem de “istedigin zaman yikat”. Boyle iste…
Canim arkadaslarim, yemeyin oyle her gordugunuz ne idugu belirsiz seyi lutfen. Halal ya da daha iyisi kosher lokanta/peynir ekmek yok mu oralarda? Koku isi fena yaa, cok fena. Ben normal insan toplulugu kokusuna bile katlanamazken…
Opuyorum ikinizi de :)