Şebek gibi uçarken

Yorucu ve sicak Hindistan yolculugunu kazasiz belasiz tamamlayip Tayland’a ulasmamiza o kadar sevindik ki bir kac gundur kendimizi tatile cikmis gibi hissediyoruz. Ustumuze coken rehavet ve uyusukluktan da bir turlu kurtulamiyoruz.
Sabahin besinde ulastigimiz Bangkok’da cok zaman gecirmek istemiyorduk. Kuzeye, yagmur ormanlarina giden uygun bir trene bilet alip aksama kadar etrafta aylaklandik. Sonra da tertemiz bir yolculukla Chiang Mai’ye ulastigimizi biliyorsunuz aslinda.

Chiang Mai icin soylenecek cok sey var. Once Hangzhou’yu begenmis, Lijiang’a gelince de oraya asik olmustum. Ama burasi simdiye kadar bildigim bir cok yerden daha cok kendine cekti beni. ‘Ne var?’ derseniz, oyle ozel birsey soyleyemem. Tarihi su kadar sasali ya da su acidan onemli bir sehir burasi diyemem. Varligi guzel bu sehrin bence. Temiz ve duzenli sokaklar, guler yuzlu insanlar, az kalabalik, az katli temiz yuzlu binalar, eski kasabayi saran kanal, ucunda hep bulut duran sehrin yanindaki tepe, agaclar, yesilin rengi, her yere serpilmis ucuz ve leziz yemekciler, sahaflar, video magazalari, muzik dukkanlari, gunduz masmavi gokyuzu, saat 5 oldugunda baslayan serin ve deli yagmur, hemen sehrin disinda baslayan yagmur ormanlari, onlarca doga sporu imkani ve bunun gibi yasadigim yerde olmasini istedigim bir suru guzel ozellik, hepsi toplanip burda biraraya gelmis gercekten.

Evimizde gibi rahat 2-3 gun gecirip yorgunlugumuzu attik once. Ama rahat bize yaramiyor dostlar. Yorulmayinca, *icimizdan ter damlamayinca ne geceleri uyku tutuyor ne de yazacak birsey bulabiliyoruz. Birsey yapmaliii, birsey yapmaliiiiiiiiiii…

Bisikletle 2 gun sehirde ufak turlar yaptik, camasir yikadik, fotograf ayikladik, bir kac kere film kiralayip seyrettik. Hazirlik, postane, alisveris, internet derken yapacak birsey kalmadi. Sehirde her yerde afislerini gordugumuz bir aksiyon cok ilgimizi cekti ve dayanamadik, incelemeye gittik.

“Flight of the Gibbon”, yani gibbon’un ucusuuuuuuu (gibbon: sebek, Asya maymunu). Yagmur ormaninda bir vadiye kurulmus bol heyecanli ve manzarali bir doga aktivitesi oldugunu ogrendigimiz bu seye o kadar heves ettik ki simdiye kadar hayatimizda para verdigimiz en pahali aksiyon olmasina ragmen kendimizi engelleyemedik ve ertesi sabah 6’da cikacak gruba adimizi yazdirdik. Bir yerden kisar, acigi kapariz artik, naapalim.
Ertesi sabah erkenden bizi alan aracla ulastik ormana.

Orman sahane, hava ve oksijen bollugu ondan da sahane. Vardigimiz gibi kusandik ekipmani, taktik kaski, kostuk geldik baslayacagimiz noktaya. 40-50 metreden daha yuksek agaclar uzerinde kurulmus onlarca platformdan birbirine gerilmis bir suru celik halat vasitasiyla ormanin ustunde ve icinde, agactan agaca bir sebek edasiyla ucuyorsun. Yuce leylekler askina, ucuyorsun! Damarlarimiza heyecan ve adrenalin cilginlar gibi pompalanirken, muhtesem doganin icinde deliler gibi ciglik atarak kollarimizin saramayacagi genislikte govdesi olan, en tepedeki yapragini goremedigimiz yukselikteki agaclarin arasinda sebek gibi ucup orumcek adam gibi konarak dolu dolu 3 saat gecirdik. Cok gulduk, cok eglendik.

Eglence bitip de sakin yasantimiza dondugumuzde ilk fark ettigimiz sey kosum kusanmayi ve kask takmayi ne kadar ozledigimiz oldu. Gectigimiz yazin mukemmel ucuslari ozlemle geldi aklimiza. Kac yuzuncu ucusunda halen ilk gunku heyecanini tasiyarak tepeden ayrilan Ozge ve kac bininci ucusunda halen bize karsi sabrini koruyan Gokce ile yaptigimiz ucuslar geldi aklimiza bir bir. Ozledik be ya!

Bir de sasirarak farkettik ki, deliler gibi islanmadik bu sefer yagmur altinda. Dayanamadim sordum egitmene, “yagmurda nasil oluyor ucus?” diye. “Bu kadar zevkli olmaz” dedi, ama bize yine de sanki oyle daha zevkli olurmus gibi geldi. Ya da biz iyice saganak yagmur bagimlisi olduk.

As & Re tarzan gibi agactan agaca uctuktan sonra bildirdi. (5 Mayis 2011)

Bu yazı günce, Tayland içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

4 Responses to Şebek gibi uçarken

  1. Nida dedi ki:

    süpermiş bu, bayıldım!!!

  2. aypego dedi ki:

    çok eğlenceli görünüyo , ben de istiyorum :)))

  3. Doğan YALABIK dedi ki:

    ne var, biz de sizin bisiklet kasklarını takıp evde kafalarımızı tokusturuyoruz, çok zevkli bi aktivite bizim için! :) Şaka bir yana, sizin aktiviteleriniz artık canimi SIKMaya basladi… Neden ben degil, hani bana, ben de ben de, nerde bu devlet diye haykırıyorum küçük istanbulumda loş ve bir o kadar da oksijensiz salonumdan sizden aldıgımız haritaya bakarken, diye uzatasım geldi, hiç bitmesin bu rüya :))) hadi benim uykum geldi iyi geceleeer :)

  4. bru dedi ki:

    şebek uçuşunu okuduktan sonra monkey island’ın yenisi çıkmıştır ya belki fln diye gaza gelip araştırdım ki; 2009 ve 2010 da 2 yeni oyun çıkmış =) şu an indiriyorum..nereden nereye..

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s