Kalmayi planladigimiz 5-6 gun yerine 2 hafta gecirdik Kambocya’da, Vietnam’in bize yaptigi oyun neticesinde. Bu 2 hafta boyunca oyle cok gezip gordugumuzu soyleyemeyecegim isin gercegi. Biraz tatil biraz gezi oldu bu seferki.
Sadece 3 sehir gorduk. Iyi ki Phnom Penh’e de zaman ayirmisiz, bir gece kalmisiz. Yoksa karambolu gormeden, Kambocya’nin genel olarak huzurlu oldugunu dusunerek ayrilacakmisiz meger.
Bu seyahatte Siem Reap ve Sihanoukville gayet dostane tavri ve ucuz fiyatlari ile gonlumuzu kazanirken, tozlu ve kaotik ortami ile Phnom Penh bizi biraz yordu. Angkor tapinaklarinda sahane ayrintilar bulmak, bisiklet turlari yapmak, kumsal ve tatil gunesinin tatli buyusune kapilmak bize bekledigimizden cok daha eglenceli bir 2 hafta sundu. Bu kisa seyahatten bazi noktalari aktaralim.
Siem Reap’te o kadar cok goze batmasa da ozellikle Sihanoukville’de fark ediliyor ki misafirhaneler, barlar ve dukkanlar batili insanlar tarafindan kurulmus ve isletiliyor. Avrupali, hizmet etmekten hosnut olmayan tatsiz suratlar size “hizmet icin para veriyorsun ama ben istemezsem hizmet etmem” mesajini veriyor. Nezaketten biraz yoksun ve Kambocyalilarin mahcup tavirlarindan eser yok. Buraya gelen yabanci turistlerin pek cogu sirtcantali gezgin sinifindan bile olsa genellikle yabanci isletmecilerin mekanlarini tercih ediyor. Hatta sanki yerel isletmelere ozellikle gitmiyorlar, bahsederken de “suradaki ingilizin mekaninda kaliyoruz, buradaki italyanin pizzalarini yiyoruz” diye bahsediyorlar. “Eee gelmeseydin madem dunyanin bu kosesine, git kendi ulkenin bir kenarinda tatil yap di mi” diye geciriyoruz icimizden. Sirf ucuz diye geliyorlar ama kalkip yine italyan restoraninda yedikleri icin “hemsehri” mantigiyla, normalin 2 kati oduyorlar. Turistler yerlilerden ve yerli mekanlarindan uzak durdugu icin midir nedir kasaba yer yer ikiye bolunmus durumda. Plajin en denize girilesi kismindaki kafelerin sahipleri bolge insanlari ama bu isletmelerde keyif yapan asyali gorunumunde olmayan kimseye rastlayamiyorsunuz.
Bazi barlar eleman ararken ozellikle yazmis: “Western staff wanted” (batili eleman araniyor). Bize brosur dagitmaya ya da reklam yapmaya gelen insanlar batili gencler oluyor zaten. turizm talebini yaratan bati kokenli guruh, bu ihtiyaca Kambocya’ya kadar gelerek cevap verme dusunceliliginde bulunmus anlayacaginiz. Bizde inceden bir siziya neden oldu bu durum kendi ulkemizin guney-guneybati sahillerini dusundurerek.
Kendi kendine calisan, calistiran ve ortami batili tatil koyune ceviren isletmeci ve gezginlerin kaba tavirlari yerli halki biraz agresiflestirmis haliyle. Sizinle konusan yerli bir tezgahtar, alisverisin iyi sonlanmayacagini anladigi anda dalga gecmeye baslayabiliyor yanindakine donup; “Simdi degil sonra ugrarim, bugun degil, belki donuste alirim, uzgunum hayir”, gibi duymaya alistigi sozleri tekrarlayip gulusmeye basliyorlar kendi aralarinda. Kimi zaman da rahatsiz edici miktarda israrci olabiliyorlar birsey satin almaniz konusunda. Israrcilikta Angkor Wat’taki saticilar acikara onde olsa da Sihanoukville arayi birkac yila kalmaz kapatir gibi gorunuyor.
Yerli halkin tercih ettigi yerlere kayinca durum biraz degisebiliyor. Bir hayli ilgi gosteriyorlar. Fiyatlar yerli hizmeti ithal damgayla satanlara kiyasla yariya iniyor, selamlasmalar ve gulusmeler artiyor.
Tuktuklu hayat
Gittigimiz heryerde duydugumuz ilk cumle hep “tuktuk!” oldu. Ulasim toplu tasima modeline donusmedigi icin her yere tuktuk (arkasina romork takilmis motorsikletler hani) ile gidiyorsun eger yurumek istemiyorsan. Onun da bazi tehlikeleri var. Bir cogu senin istedigin yer yerine isine gelen, komisyon alabilecegi bir yere goturuyor seni. Taksimetre mantigi olmadigi icin, pazarlikla anlasip, vardigin yerin dogru olmasini ummaktan baska caren yok. Bu arada gordugumuz kadariyla herkes ya tuktukcu ya da motoruyla arkasina seni alarak goturen sekilde motorcu (zaten motora 3-5 kisi binmek cok siradan bir sey burda). Sokaga adiminizi attiginiz anda, gidecek olun ya da olmayin, sizi bir yere goturmek isteyen onlarca hayir hayir “yuzlerce” ( abartmis olabilirim ama olusan his bu hakkaten!) tuktukcu ya da motorcu seslenisiyle karsilasirsiniz hatta kovalanirsiniz. Kimisi bir sonraki sokaga kadar takibederek teklifini surdurecek kadar israrci ve iddialidir. Her kose basinda bekleyen onlarca bu araclardan oldugundan ve tum gun bosbos oturup beklediklerinden dolayi bu kadar tuktukcu nasil para kazaniyor tam bir muamma!
Tuk tuk ve motor demisken, unutmadan turist yanigi kavramindan da bahsedeyim. En ucuz yollardan biri motorun arkasina 1 veya 2 kisi atlayip seyahat etmek demistik ya, turistler cesit olsun diye deniyor ama bir cogu alisik olmadigi icin scooterlara 3 kisi binmeye, en arkadaki ya dusuyor ya da bacagini yakiyormus egzosdan. Bacak iclerinde ayak bilegine dogru yanigi olanlar korkup ayaklariyla motora sarilmaya calismis demek oluyor, disinda yanigi olanlar da kirmizi isikta yandaki motorun egzosuna yapismis demek oluyor. Bacagi sargili 1-2 kisi gorduk, bir de havaalaninda yanigi iyilesme asamasinda olanlardan gorduk. Tipta “Kambocya’da tatil sendromu” olarak adlandiriliyor burada :).
Eskiden Sihanoukville’in yerinde yeller esiyormus!
Bizi sasirtan bir konu da Sihanoukville’in yeni hatta bu bolgenin neredeyse tamaminin son 5-6 yilin mahsulu olusuydu. Sohbet ettigimiz bir tuktukcuya tarim ya da hayvancilik yok mu burada diye sormustuk. Cevaben, aslinda koylerin 30-40 km icerilerde oldugunu ve deniz kenarina turist ziyaretinin artmasi sebebiyle insanlarin son 5-6 senedir goc ettigini soylemisti. Yine onun soyledigine gore buradaki insanlarin tek gecim kaynagi turistlermis. Bir kismi balikcilikla ilgileniyormus ama bu bile yeni birseymis bolge halki icin. Son 5 yildir populer olan bu sahillerin son 2 yildir turist miktarinda iyiceden dusus yasadigini laf arasinda ekledi, ustelik bu yil hepten fenaymis. Benim yorumum 2004’deki deprem ve tsunami felaketinde Andaman denizindeki favori yerlerin yok olmasindan sonra batili turistlerin yeni yer arayislari sirasinda bu taraflara dogru kaydigi seklinde oldu. Tayland’in bati sahilleri gozden duserken Ko Samui ya da Ko Phangan gibi dogu sahilindeki adalar on plana cikti. Artan ihtiyaci karsilayamayan ve turiste doyan Tayland’in dogu adalarinda fiyatlarin yukselmesi ve tok saticiya donusmeleri Kambocya’ya yaramis ve bu tatil mekanini yaratmis olmali. Bence cok da iyi olmus.
Sehirde gecirilen kisacik bir zamanin sonunda gelir dengesinde buyuk farklar oldugunu tespit etmek zor degil. Pahali arabalar sarmis dort bir yani, ortalikta terliksiz gezen insanlar varken. Sokaktaki yemek tezgahlarinda 1$ karsiliginda noodle ya da pilav yiyebilirken, ayni pilav nehir tarafina yakin parlatilmis lokantalarda 4$’a cikiyor. 6 kisi mendille araba yikiyordu, en ince detayina kadar temizleyerek; ucurum inanilmaz. Aslinda anlayamadik nasil oldugunu da. Uretim, tesis, fabrika pek bir yer de goremedik. Nereden yapmislar bu kadar parayi? Neyse bizi ilgilendirmez.
O kadar arac arasinda tabi bizi en cok mutlu eden, favorimiz Hilux’un her turlusunu gormek oldu. Ya da daha pahali olan Land Cruiser-High Lander gibi jip modelleri. Dunyanin parasini yatirmislar arabaya ve bir de cep telefonuna.
Ne alirsan 1 dolar!
Sira alisverise gelince hersey 1 dolar. Ilgilenmeyip gidersen 2 tanesi 1 para, almaya kalkarsan bir tek senin alacagin 3-5 dolar. Cunku o ozel yapilmis oluyor. Sasirtmacali calismakta fayda var, alacagini almayacakmis gibi yapip baska birseyi sececeksin, ona yuksek para verirken digerleri icin 1 para dedigi sirada istedigini alacaksin. Ise yarar taktik.
Kambocya’da dikkat uyandiracak miktarda cocuk istismari var. Kucuk yasta cocuk calistirmamaya, kumsalda birsey satan cocuklardan birsey alinmamasina yonelik uyarilarla dolu oteller. Yine de cok ise yarayan cabalar degil bunlar. Aksam oldugunda gencecik kizlari orta yas ustu batililar ile el ele, kol kola (utandirici sekillerde) gormeye basliyorsun. Hatta kumsallarda bu manzarayi gunduz bile gorebilirsin. Ote yandan kendi iclerinde gayet tutucu ve mutaasiplar. Elbise ile yuzuyorlar, acik sacik giyinmiyorlar ve ortalarda sizin de oyle yari ciplak gezmenizi istemiyorlar.
Bir de dilencilik var tabi cocuklarin on plana cikarildigi. Cin’de gecirdigimiz 2 aydan sonra buraya gelince fark ettik ki hic cocuk dilenci gormemisiz meger Cin’de. Cok fakir yerlerini de gorduk ama yapiskan dilenci de gormedik. Orada bunu engelleyecek bir sistem mi var acaba? Kambocya’daki dilencilik tam Turkiye’den tanidigimiz, masana kadar gelip “guzel ablam” (beautiful lady!) deme kivaminda. Yaslisindan cocuguna, fiziksel ozurlusunden bebeklisine her turlusu mevcut ne yazik ki.
Ciddiyetsiz ciddilik!
Resmi kurumlarin buz gibi ve ciddi gorunumlerine aliskin, tropikal iklimin heryerini tatil koyu sanan bunyemiz Phnom Penh’de gozumuze carpan idari binalarla sarsintiya ugradi. Yuksek duzey yonetim binalarinin isil isil gorunumlerinden ote soyle bir onunden gecerken yan gozle bakinca bizde yarattigi gorsel intibayi paylasmadan edemeyecegiz. Diyelim ki “Kambocya Petrol Isletmeleri Otoritesi Idari Yonetim hede hode kalkani blabla…” birsey yaziyor yuksek duvarlarla cevrili bu mekanda. Cok artistik bir isim, flama, bayrak, ceketinin ust dugmesini iliklemen gerekecegi hissine kapiliyorsun, o kadar ciddi. Peki duvarlarin arkasindaki goruntu nasil? Kocaman bir bahce, ortasinda ufak bir bina, yari insan boyu olmus otlar, palmiyeler etrafta, muz ve hindistan cevizi agaclari meyve vermis bolbol. Oraya takimla giremezsin ki, sortu terligi cekip oyle girersin ancak diye dusunduk As ile. Calisanlara cicekli hawai gomlegi giymek, isi dusup gidenlere de sandaletsiz girmemek yakisir herhalde.
Kambocya’da 2 haftamizi gecirirken gozumuze takilanlar boyle iste.
As&Re Kambocya sonrasi bildirdi. (1 Nisan 2011)
Bu yazıda çok eğlendim. Devamını bekliyorum.
bu yazıda olayım bitti.
bu aylık kitap okuma kotasını aştım bu yazıda.
çok uzun olduğundan gülmekten okuyamadık :D
kamboçya da ne gördünüz allasiz? :D